DOĞU ANADOLU BÖLGESİ V. SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU (2014)
POSTERLER
2014
KERKMANN, Gina Raluca; YAKAN, Selvinaz
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KERKMANN2014,
title = {MURAT NEHRİNDE SİLLİLER (Protozoa - Ciliophora) KULLANILARAK SAPROBİK DERECESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE YAPILMIŞ BİR VERİ ÇALIŞMASI},
author = {Gina Raluca KERKMANN and Selvinaz YAKAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p221bab.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Su kirliliği, tüm Türkiye’nin ekosisteminde büyük bir problemdir. Fırat nehrinin önemli kollarından biri olan, Murat Nehri de aynı sorunla karşı karşıya kalmıştır, ancak Ağrı bölgesinde antropolojik etki kendisini daha fazla göstermektedir. Murat Nehri’nin kirlilik oranının göstergelerinden biri olan silliler bilindiği üzere özel toplumlarda yaşayan Protozoarlardır. Genellikle Murat Nehri’yle ilgili, özellikle de kalitatif türleriyle ilgili araştırma bulunmamaktadır. 2011 yılında başlattığımız sillilerle ilgili araştırmalarımız bu alandaki yenilikler arasındadır ve bugüne kadar 31 çeşit tespit edilmiştir. Bunların yarısından çoğu Çapar tarafından Türkiye’deki silliler faunası olarak tespit edilmiş ve onun listesine eklenmiştir. Şekillerin çoğu, Murat Nehri’nin Ağrı Bölgesindeki polisaprobik rejimli alanları gösteren toplumlara aittir.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Su kirliliği, tüm Türkiye’nin ekosisteminde büyük bir problemdir. Fırat nehrinin önemli kollarından biri olan, Murat Nehri de aynı sorunla karşı karşıya kalmıştır, ancak Ağrı bölgesinde antropolojik etki kendisini daha fazla göstermektedir. Murat Nehri’nin kirlilik oranının göstergelerinden biri olan silliler bilindiği üzere özel toplumlarda yaşayan Protozoarlardır. Genellikle Murat Nehri’yle ilgili, özellikle de kalitatif türleriyle ilgili araştırma bulunmamaktadır. 2011 yılında başlattığımız sillilerle ilgili araştırmalarımız bu alandaki yenilikler arasındadır ve bugüne kadar 31 çeşit tespit edilmiştir. Bunların yarısından çoğu Çapar tarafından Türkiye’deki silliler faunası olarak tespit edilmiş ve onun listesine eklenmiştir. Şekillerin çoğu, Murat Nehri’nin Ağrı Bölgesindeki polisaprobik rejimli alanları gösteren toplumlara aittir.
BAYLAN, Makbule; MAZI, Gamze; ÇAM, Özgen Arzu
SU ÜRÜNLERİNDE BİYOTEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{BAYLAN2014b,
title = {SU ÜRÜNLERİNDE BİYOTEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER},
author = {Makbule BAYLAN and Gamze MAZI and Özgen Arzu ÇAM},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p222iad.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Hızla artan dünya nüfusuna karşılık protein kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle son yıllarda su ürünleri tüketimine olan talep artmıştır. Öyle ki bilim dünyasında sıkça karşılaştığımız “biyoteknoloji” terimi, su ürünleri alanında yapılan bilimsel çalışmalara katkı sağlamaktadır. İstenen verim parametreleri ile canlılara yeni özellikler kazandırmak için, su ürünlerinde uygulanan biyoteknolojik yöntemler; cinsiyet kontrolü, suni tohumlama, embriyo transferleri, embriyo veya hücre çekirdeğine mikroenjeksiyon ile gen transferi ve klonlama teknikleridir. Bu uygulamalardaki amaç; üstün özelliklerin (çevresel şartlara uygunluk, büyüme, yem değerlendirme, hastalıklara direnç, yüksek et verimi vb.) ön plana çıkarıldığı bireyler üretilmesidir. Yetiştiricilik endüstrisinin en önemli amaçlarından biri hastalıklara karşı dirençli kültür hatları üretmektir. Biyoteknoloji bu anlamda yeni fırsatlar sunmaktadır. Hızlı büyüyen hatlar üretmek yetiştiricilik açısından en fazla ilgi gören çalışmalardır. Anahtar Kelimeler: Biyoteknoloji, rekombinant, su ürünleri, transgenik balık, enzim},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Hızla artan dünya nüfusuna karşılık protein kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle son yıllarda su ürünleri tüketimine olan talep artmıştır. Öyle ki bilim dünyasında sıkça karşılaştığımız “biyoteknoloji” terimi, su ürünleri alanında yapılan bilimsel çalışmalara katkı sağlamaktadır. İstenen verim parametreleri ile canlılara yeni özellikler kazandırmak için, su ürünlerinde uygulanan biyoteknolojik yöntemler; cinsiyet kontrolü, suni tohumlama, embriyo transferleri, embriyo veya hücre çekirdeğine mikroenjeksiyon ile gen transferi ve klonlama teknikleridir. Bu uygulamalardaki amaç; üstün özelliklerin (çevresel şartlara uygunluk, büyüme, yem değerlendirme, hastalıklara direnç, yüksek et verimi vb.) ön plana çıkarıldığı bireyler üretilmesidir. Yetiştiricilik endüstrisinin en önemli amaçlarından biri hastalıklara karşı dirençli kültür hatları üretmektir. Biyoteknoloji bu anlamda yeni fırsatlar sunmaktadır. Hızlı büyüyen hatlar üretmek yetiştiricilik açısından en fazla ilgi gören çalışmalardır. Anahtar Kelimeler: Biyoteknoloji, rekombinant, su ürünleri, transgenik balık, enzim
KARAKAYA, Gökhan; GÖLBAŞI, Selami; GÖLBAŞI, Gülsüm ÖZER
ATATÜRK BARAJ GÖLÜ’NDE SICAKLIK VE ÇÖZÜNMÜŞ OKSIJEN DEĞERLERININ DIKEY YÖNDE DEĞIŞIMI Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KARAKAYA2014,
title = {ATATÜRK BARAJ GÖLÜ’NDE SICAKLIK VE ÇÖZÜNMÜŞ OKSIJEN DEĞERLERININ DIKEY YÖNDE DEĞIŞIMI},
author = {Gökhan KARAKAYA and Selami GÖLBAŞI and Gülsüm ÖZER GÖLBAŞI},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p223uau.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışma, GAP Projesi içinde, Karakaya Barajının 180 km mansabında, Şanlıurfa ilinin Bozova ilçesine 24 km uzaklıkta Fırat Nehri üzerinde kurulu, göl alanı 817 kilometrekare toplam su depolama hacmi 48.7 milyarmetreküp olan Atatürk Baraj Gölü’n de yürütülmüştür. Ocak 2012- Aralık 2012 tarihleri arasında, aylık olarak 6 istasyonda yüzeyden 50 m derinliğe kadar göl suyunun sıcaklık ve çözünmüş oksijen değişimleri ölçülmüştür. Atatürk Baraj Gölü’n de su sıcaklığı yıl boyunca 8,6-28,38 °C arasında oksijen değeri ise 3,75-10,79 mg/l arasında değişim göstermiştir. Gölde Mayıs–Ekim ayları arasında ısıl tabakalaşma durumu saptanmıştır. Isıl tabakalaşma sırasındaki çözünmüş oksijenin dikey değişim eğrisinin genellikle mezotrofik-ötrofik göllerde görülen klinograt tipte olduğu görülmüştür. Ortalama değerlere göre, epilimnion tabakasının 0-8; termoklin tabakasının 8-16 ve hipolimnion tabakasının 16 metreden sonraki derinlikleri kapsadığı belirlenmiştir. Ancak tabakalaşmanın başladığı ve son bulduğu Mayıs ve Ekim aylarında termoklin tabakasının genişlediği görülmüştür.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışma, GAP Projesi içinde, Karakaya Barajının 180 km mansabında, Şanlıurfa ilinin Bozova ilçesine 24 km uzaklıkta Fırat Nehri üzerinde kurulu, göl alanı 817 kilometrekare toplam su depolama hacmi 48.7 milyarmetreküp olan Atatürk Baraj Gölü’n de yürütülmüştür. Ocak 2012- Aralık 2012 tarihleri arasında, aylık olarak 6 istasyonda yüzeyden 50 m derinliğe kadar göl suyunun sıcaklık ve çözünmüş oksijen değişimleri ölçülmüştür. Atatürk Baraj Gölü’n de su sıcaklığı yıl boyunca 8,6-28,38 °C arasında oksijen değeri ise 3,75-10,79 mg/l arasında değişim göstermiştir. Gölde Mayıs–Ekim ayları arasında ısıl tabakalaşma durumu saptanmıştır. Isıl tabakalaşma sırasındaki çözünmüş oksijenin dikey değişim eğrisinin genellikle mezotrofik-ötrofik göllerde görülen klinograt tipte olduğu görülmüştür. Ortalama değerlere göre, epilimnion tabakasının 0-8; termoklin tabakasının 8-16 ve hipolimnion tabakasının 16 metreden sonraki derinlikleri kapsadığı belirlenmiştir. Ancak tabakalaşmanın başladığı ve son bulduğu Mayıs ve Ekim aylarında termoklin tabakasının genişlediği görülmüştür.
ÖRNEKÇI, Gürel Nedim; DANABAŞ, Durali
TÜRKİYE’DEKİ BALIK YEMİ ENDÜSTRİSİNİN MEVCUT DURUMU Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{ÖRNEKÇİ2014,
title = {TÜRKİYE’DEKİ BALIK YEMİ ENDÜSTRİSİNİN MEVCUT DURUMU},
author = {Gürel Nedim ÖRNEKÇI and Durali DANABAŞ},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p224dai.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Türkiye, dünyadaki konumu ve üç tarafının denizlerle çevrili bir yarımada olması nedeniyle farklı ekolojik özellikteki 8.333 km’lik bir deniz kıyı şeridine, akarsulara, doğal göletlerle birlikte, sayıları her gün artan baraj ve göllere sahiptir. Türkiye’yi çevreleyen denizlerin birer yarı kapalı ve iç deniz görünümünde olmaları, Türkiye balıkçılığının kıyı ve kıyı ötesi (endüstriyel) balıkçılığı uygulamasına neden olmuştur. Türkiye, su ürünleri yetiştiriciliği bakımından ideal ortama sahip ülkelerden biridir. Ülkemizde 2012 yılında yetiştiricilik yolu ile yapılan üretim 212.410 tondur. Bunun yaklaşık 111.557 tonu iç sulardan, 100.853 tonu ise denizlerden yapılan yetiştiricilikten sağlanmıştır. Ortalama bir kg balık elde etmek için yaklaşık 1,5 kg’lık yeme ihtiyaç olduğunu düşünürsek ülkemizde yıllık yaklaşık olarak 320 bin ton civarında balık yemine ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizdeki bu açığın kapatılmasında balık yemi üreten fabrikaların önemi daha da artmaktadır. Ülkemiz yem sanayinde, “balık yemi” adı altında ilk olarak 1999 yılında 38.415 tonluk üretim miktarı ile istatistiklere girmiş ve balık yemi üretimi 2011 yılında 239.273 tona ulaşmıştır. Su ürünleri yetiştiriciliğinin sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirebilmesi; kaliteli yem üretiminin sürekliliğine (yem hammaddesinin orijinine, besin maddesi içeriğine, besinlerin sindirilebilirliğine, kaynağın teminine-sürekliliğine, fiyatına ve yapım tekniklerine vb.) bağlıdır.
Anahtar Kelimeler: İçsu, Balık Yetiştiriciliği, Balık Yemi},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Türkiye, dünyadaki konumu ve üç tarafının denizlerle çevrili bir yarımada olması nedeniyle farklı ekolojik özellikteki 8.333 km’lik bir deniz kıyı şeridine, akarsulara, doğal göletlerle birlikte, sayıları her gün artan baraj ve göllere sahiptir. Türkiye’yi çevreleyen denizlerin birer yarı kapalı ve iç deniz görünümünde olmaları, Türkiye balıkçılığının kıyı ve kıyı ötesi (endüstriyel) balıkçılığı uygulamasına neden olmuştur. Türkiye, su ürünleri yetiştiriciliği bakımından ideal ortama sahip ülkelerden biridir. Ülkemizde 2012 yılında yetiştiricilik yolu ile yapılan üretim 212.410 tondur. Bunun yaklaşık 111.557 tonu iç sulardan, 100.853 tonu ise denizlerden yapılan yetiştiricilikten sağlanmıştır. Ortalama bir kg balık elde etmek için yaklaşık 1,5 kg’lık yeme ihtiyaç olduğunu düşünürsek ülkemizde yıllık yaklaşık olarak 320 bin ton civarında balık yemine ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizdeki bu açığın kapatılmasında balık yemi üreten fabrikaların önemi daha da artmaktadır. Ülkemiz yem sanayinde, “balık yemi” adı altında ilk olarak 1999 yılında 38.415 tonluk üretim miktarı ile istatistiklere girmiş ve balık yemi üretimi 2011 yılında 239.273 tona ulaşmıştır. Su ürünleri yetiştiriciliğinin sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirebilmesi; kaliteli yem üretiminin sürekliliğine (yem hammaddesinin orijinine, besin maddesi içeriğine, besinlerin sindirilebilirliğine, kaynağın teminine-sürekliliğine, fiyatına ve yapım tekniklerine vb.) bağlıdır.
Anahtar Kelimeler: İçsu, Balık Yetiştiriciliği, Balık Yemi
Anahtar Kelimeler: İçsu, Balık Yetiştiriciliği, Balık Yemi
ALPASLAN, Kenan; KARAKAYA, Gökhan; KÜÇÜKYILMAZ, Mehmet; KOÇER, Mehmet Ali Turan
KALECİK VE CİP BARAJ GÖLLERİNİN (ELAZIĞ) KIYI BÖLGESİNDE SU KALİTESİNİN MEVSİMSEL DEĞİŞİMİ Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{ALPASLAN2014,
title = {KALECİK VE CİP BARAJ GÖLLERİNİN (ELAZIĞ) KIYI BÖLGESİNDE SU KALİTESİNİN MEVSİMSEL DEĞİŞİMİ},
author = {Kenan ALPASLAN and Gökhan KARAKAYA and Mehmet KÜÇÜKYILMAZ and Mehmet Ali Turan KOÇER},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p225bab.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada benzer yüzey alanlarına sahip Kalecik Baraj Gölü ile Cip Baraj Gölü’nün kıyı bölgelerinde 2011 yılı; Nisan, Haziran, Ekim, Aralık aylarında ikişer örnekleme noktasında su kalitesinin mevsimsel değişimi değerlendirilmiştir. Sıcaklık, çözünmüş oksijen ile doygunluğu, pH, elektriksel iletkenlik, toplam sertlik, toplam alkalinite, kimyasal oksijen ihtiyacı, çözünmüş anyon ve katyonlar (lityum, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, amonyum, nitrit, nitrat, florür, klorür, bromür ve sülfat) ile toplam fosfor miktarları izlenmiştir. Kalecik Baraj Gölü daha düşük pH değeri ile nispeten düşük anyon ve katyon miktarları sergileyen, düşük elektriksel iletkenlik ve toplam katı madde içeriğine sahip orta sert sulu bir göl olarak karakterize olmuştur. Daha yüksek pH değerine sahip olan Cip Baraj Gölü ise yüksek çözünmüş anyon ve katyon içeriğinin sonucu olarak yüksek elektriksel iletkenlik ve toplam katı madde içeriğine sahip sert sulu bir göl olarak tanımlanmıştır. Her iki baraj gölünün de, yüksek toplam fosfor miktarları nedeniyle Sınıf-II kalitede ötrofik göl olduğu belirlenmiştir.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada benzer yüzey alanlarına sahip Kalecik Baraj Gölü ile Cip Baraj Gölü’nün kıyı bölgelerinde 2011 yılı; Nisan, Haziran, Ekim, Aralık aylarında ikişer örnekleme noktasında su kalitesinin mevsimsel değişimi değerlendirilmiştir. Sıcaklık, çözünmüş oksijen ile doygunluğu, pH, elektriksel iletkenlik, toplam sertlik, toplam alkalinite, kimyasal oksijen ihtiyacı, çözünmüş anyon ve katyonlar (lityum, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, amonyum, nitrit, nitrat, florür, klorür, bromür ve sülfat) ile toplam fosfor miktarları izlenmiştir. Kalecik Baraj Gölü daha düşük pH değeri ile nispeten düşük anyon ve katyon miktarları sergileyen, düşük elektriksel iletkenlik ve toplam katı madde içeriğine sahip orta sert sulu bir göl olarak karakterize olmuştur. Daha yüksek pH değerine sahip olan Cip Baraj Gölü ise yüksek çözünmüş anyon ve katyon içeriğinin sonucu olarak yüksek elektriksel iletkenlik ve toplam katı madde içeriğine sahip sert sulu bir göl olarak tanımlanmıştır. Her iki baraj gölünün de, yüksek toplam fosfor miktarları nedeniyle Sınıf-II kalitede ötrofik göl olduğu belirlenmiştir.
KÜÇÜKYILMAZ, Mehmet; KARAKAYA, Gökhan; ALPASLAN, Kenan; ÖZBEY, Nurten; AKGÜN, Hakan; YILDIZ, Nurettin; ÖZKAN, Kadir
BALIKLIGÖLÜN (ŞANLIURFA) SU KALİTESİNİN MEVSİMSEL OLARAK İNCELENMESİ Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KÜÇÜKYILMAZ2014,
title = {BALIKLIGÖLÜN (ŞANLIURFA) SU KALİTESİNİN MEVSİMSEL OLARAK İNCELENMESİ},
author = {Mehmet KÜÇÜKYILMAZ and Gökhan KARAKAYA and Kenan ALPASLAN and Nurten ÖZBEY and Hakan AKGÜN and Nurettin YILDIZ and Kadir ÖZKAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p226aas.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Günümüzde yüksek nüfus artışıyla birlikte çağımızın en büyük problemlerinden biri olan çevre ve su kirliliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe artmaktadır. Suya duyulan ihtiyacın artması nedeniyle, tatlı su kaynaklarının fiziko-kimyasal özelliklerinin bilinmesi onların planlı bir şekilde kullanılabilmeleri için son derece önem taşımaktadır. Bu çalışma ile doğal bir akvaryum olan Şanlıurfa Balıklıgöl sularının kalite yönüyle değerlendirilmesi amaçlandı. Mevsimsel olarak 4 örnekleme noktasından (Kaynak suyu, Aynı Zeliha, Halilürrahman Gölleri ve Hasan Paşa Camisi Çıkış) yüzeyden (0-30 cm) olmak üzere su örnekleri alınmıştır. Alınan su örneklerinde toplam 12 parametre (Sıcaklık, pH, Elektriksel letkenlik, Çözünmüş Oksijen, Akm, Toplam Fosfor, Toplam Azot, Toplam Sertlik, Kalsiyum Sertliği, Alkalinite Sertliği, Koi, Boi) ile anyon ve katyonlar olmak üzere göl suyunun bazı fiziksel ve kimyasal parametreleri bir yıl boyunca mevsimsel olarak incelenmiştir. Genel olarak baktığımızda I. Sınıf su kalitesine sahip olan Balıklıgöl, toplam fosfor ve nitrit bakımından II.sınıf, nitrat bakımından ise III. sınıf çıkmıştır. Bu sonuçlar ışığında Balıklıgölün sürdürülebilir kullanımı ile ilgili bazı değerlendirmelerde bulunuldu.
Anahtar Kelimeler: Anyon, Çözünmüş Oksijen, pH, Sıcaklık, Su Kalitesi},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Günümüzde yüksek nüfus artışıyla birlikte çağımızın en büyük problemlerinden biri olan çevre ve su kirliliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe artmaktadır. Suya duyulan ihtiyacın artması nedeniyle, tatlı su kaynaklarının fiziko-kimyasal özelliklerinin bilinmesi onların planlı bir şekilde kullanılabilmeleri için son derece önem taşımaktadır. Bu çalışma ile doğal bir akvaryum olan Şanlıurfa Balıklıgöl sularının kalite yönüyle değerlendirilmesi amaçlandı. Mevsimsel olarak 4 örnekleme noktasından (Kaynak suyu, Aynı Zeliha, Halilürrahman Gölleri ve Hasan Paşa Camisi Çıkış) yüzeyden (0-30 cm) olmak üzere su örnekleri alınmıştır. Alınan su örneklerinde toplam 12 parametre (Sıcaklık, pH, Elektriksel letkenlik, Çözünmüş Oksijen, Akm, Toplam Fosfor, Toplam Azot, Toplam Sertlik, Kalsiyum Sertliği, Alkalinite Sertliği, Koi, Boi) ile anyon ve katyonlar olmak üzere göl suyunun bazı fiziksel ve kimyasal parametreleri bir yıl boyunca mevsimsel olarak incelenmiştir. Genel olarak baktığımızda I. Sınıf su kalitesine sahip olan Balıklıgöl, toplam fosfor ve nitrit bakımından II.sınıf, nitrat bakımından ise III. sınıf çıkmıştır. Bu sonuçlar ışığında Balıklıgölün sürdürülebilir kullanımı ile ilgili bazı değerlendirmelerde bulunuldu.
Anahtar Kelimeler: Anyon, Çözünmüş Oksijen, pH, Sıcaklık, Su Kalitesi
Anahtar Kelimeler: Anyon, Çözünmüş Oksijen, pH, Sıcaklık, Su Kalitesi
CENGİZ, Özgür; ÖZEKİNCİ, Uğur; ÖZTEKİN, Alkan; ASLAN, Alparslan
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{CENGİZ2014,
title = {GELIBOLU YARIMADASI’NDAKI İZMARIT BALIĞI’NIN (Spicara maena Linnaeus, 1758) BÜYÜME VE ÜREME ÖZELLIKLERININ BELIRLENMESI},
author = {Özgür CENGİZ and Uğur ÖZEKİNCİ and Alkan ÖZTEKİN and Alparslan ASLAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p227yab.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {İzmarit balığının büyüme ve üreme özellikleri Ocak 2009 ve Aralık 2009 tarihleri arasında Gelibolu Yarımadası’ndan elde edilen bireylerle (n=649) tespit edilmiştir. Örneklerin % 78.4’ü dişi, %21.6’sı erkek bireylerden oluşmuştur. Boy ağırlık ilişkisi dişi bireyler için W= 0.011TL3.26, erkek bireyler için W= 0.044TL3.16’dır. Dişi ve erkek bireylerin büyüme parametreleri, sırasıyla; L.= 21.8 cm},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
İzmarit balığının büyüme ve üreme özellikleri Ocak 2009 ve Aralık 2009 tarihleri arasında Gelibolu Yarımadası’ndan elde edilen bireylerle (n=649) tespit edilmiştir. Örneklerin % 78.4’ü dişi, %21.6’sı erkek bireylerden oluşmuştur. Boy ağırlık ilişkisi dişi bireyler için W= 0.011TL3.26, erkek bireyler için W= 0.044TL3.16’dır. Dişi ve erkek bireylerin büyüme parametreleri, sırasıyla; L.= 21.8 cm
KIRICI, Muammer; KIRICI, Mahinur; BEYDEMİR, Şükrü; ATAMANALP, Muhammed
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KIRICI2014b,
title = {BAZI METALLERIN Capoeta trutta SOLUNGAÇ DOKUSUNDAN SAFLAŞTIRILAN GLUKOZ 6-FOSFAT DEHIDROGENAZ ENZIMI ÜZERINE In Vitro ETKILERININ İNCELENMESI},
author = {Muammer KIRICI and Mahinur KIRICI and Şükrü BEYDEMİR and Muhammed ATAMANALP},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p228sai.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Metabolizmada ağır metallerin bilinen bir çok olumsuz etkileri vardır. Metaller metabolizmada özellikle oksidatif strese sebep olarak reaktif oksijen türlerinin (ROT) oluşumuna neden olmaktadırlar. ROT’lar oldukça yüksek reaktif bileşikler olup DNA, protein ve lipid gibi hücresel yapılara saldırarak fonksiyonlarını bozmaktadırlar. ROT’un zararlı etkileri glukoz 6-fosfat dehidrogenaz enzimi gibi antioksidan sistemler tarafından nötralize edilmektedir. Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz enzimi (E.C.1.1.49; G6PD) pentoz fosfat metabolik yolunun ilk basamağını katalizleyen anahtar bir enzimdir. Bu enzim NADP+ varlığında glukoz 6-fosfatın, 6-fosfoglukonata dönüşümünü ve hücreler için son derece önemli olan NADPH oluşumunu sağlar. Bu çalışmada, metabolizma için oldukça önemli olan G6PD enzimi Capoeta trutta solungaç dokusundan saflaştırıldı. Saflaştırma işlemi, homojenatın hazırlanması, amonyum sülfat çöktürmesi ve 2’, 5’-ADP Sepharose 4B afinite kromatografisi yöntemleri olmak üzere üç basamakta gerçekleştirildi. Capoeta trutta solungaç dokusundan G6PD enzimi %34,43 verimle, 803,9 kat saflaştırıldı ve spesifik aktivitesi 53,06 EU/mg protein olarak belirlendi. Enzim aktiviteleri Beutler metoduna göre spektrofotometrik olarak belirlendi. Enzimlerin saflığını kontrol etmek için SDS-PAGE yapıldı ve tek bant gözlendi. Ayrıca bazı metallerin Capoeta trutta solungaç G6PD enzim aktivitesi üzerindeki etkileri incelendi ve Ag+, Zn2+, Ni2+, Cu2+ ve Fe3+ metallerinin enzimi inhibe ettikleri belirlendi. İnhibisyon etkisi gösteren metaller için IC50 ve Ki değerleri hesaplandı.
Anahtar Kelimeler: Capoeta trutta, Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz, solungaç, saflaştırma, metaller},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Metabolizmada ağır metallerin bilinen bir çok olumsuz etkileri vardır. Metaller metabolizmada özellikle oksidatif strese sebep olarak reaktif oksijen türlerinin (ROT) oluşumuna neden olmaktadırlar. ROT’lar oldukça yüksek reaktif bileşikler olup DNA, protein ve lipid gibi hücresel yapılara saldırarak fonksiyonlarını bozmaktadırlar. ROT’un zararlı etkileri glukoz 6-fosfat dehidrogenaz enzimi gibi antioksidan sistemler tarafından nötralize edilmektedir. Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz enzimi (E.C.1.1.49; G6PD) pentoz fosfat metabolik yolunun ilk basamağını katalizleyen anahtar bir enzimdir. Bu enzim NADP+ varlığında glukoz 6-fosfatın, 6-fosfoglukonata dönüşümünü ve hücreler için son derece önemli olan NADPH oluşumunu sağlar. Bu çalışmada, metabolizma için oldukça önemli olan G6PD enzimi Capoeta trutta solungaç dokusundan saflaştırıldı. Saflaştırma işlemi, homojenatın hazırlanması, amonyum sülfat çöktürmesi ve 2’, 5’-ADP Sepharose 4B afinite kromatografisi yöntemleri olmak üzere üç basamakta gerçekleştirildi. Capoeta trutta solungaç dokusundan G6PD enzimi %34,43 verimle, 803,9 kat saflaştırıldı ve spesifik aktivitesi 53,06 EU/mg protein olarak belirlendi. Enzim aktiviteleri Beutler metoduna göre spektrofotometrik olarak belirlendi. Enzimlerin saflığını kontrol etmek için SDS-PAGE yapıldı ve tek bant gözlendi. Ayrıca bazı metallerin Capoeta trutta solungaç G6PD enzim aktivitesi üzerindeki etkileri incelendi ve Ag+, Zn2+, Ni2+, Cu2+ ve Fe3+ metallerinin enzimi inhibe ettikleri belirlendi. İnhibisyon etkisi gösteren metaller için IC50 ve Ki değerleri hesaplandı.
Anahtar Kelimeler: Capoeta trutta, Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz, solungaç, saflaştırma, metaller
Anahtar Kelimeler: Capoeta trutta, Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz, solungaç, saflaştırma, metaller
CANPOLAT, İlhan; MEMİŞOĞLU, Erdem; GÜRÇAY, Selahattin
ELAZIĞ İLİ SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFLERİNİN MEVCUT DURUMU Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{CANPOLAT2014,
title = {ELAZIĞ İLİ SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFLERİNİN MEVCUT DURUMU},
author = {İlhan CANPOLAT and Erdem MEMİŞOĞLU and Selahattin GÜRÇAY},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p229dau.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışma; Elazığ İlinde su urunleri avcılığı yapan balıkçılık kooperatiflerinin mevcut durumlarını belirlemek amacıyla 2013-2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırma; Keban, Karakaya, Kralkızı Baraj Gölü ve Hazar Gölü’nde avcılık faaliyetlerinde bulunan 15 adet Su Ürunleri Kooperatif başkanı ile yüz yüze görüşülerek, anket yöntemi ile elde edilen verilerden oluşmaktadır. Anket formları, Su Ürunleri Kooperatiflerinin isimlerine, kuruluş yıllarına, faal olup olmadıklarına, balıkçı ve tekne sayılarına, avlak sahalarının adlarına, alanlarına, parsel no ve kira durumlarına yönelik soruları içermektedir. Çalışma sonucunda; Keban Baraj Gölü’nde 11adet su ürunleri kooperatifi ve bu kooperatiflere bağlı 214 balıkçı ve 126 tekne olduğu tespit edilmiştir. Kooperatiflerin 1974-1999 tarihleri arasında kurulduğu ve 9 adet kooperatifin faal, 2 adet kooperatifin yarı faal olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Toplam avlak alanı 30.530 hektar olduğu, 9 adet avlak sahasının kooperatif, 2 adet avlak sahasının şahıslar tarafından kiralandığı belirlenmiştir. (devamı var)...
Anahtar Kelimeler: Su Ürünleri Kooperatifi, Avcılık, Balıkçı, Tekne, Baraj Gölü, Avlak Sahası, Anket},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışma; Elazığ İlinde su urunleri avcılığı yapan balıkçılık kooperatiflerinin mevcut durumlarını belirlemek amacıyla 2013-2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Araştırma; Keban, Karakaya, Kralkızı Baraj Gölü ve Hazar Gölü’nde avcılık faaliyetlerinde bulunan 15 adet Su Ürunleri Kooperatif başkanı ile yüz yüze görüşülerek, anket yöntemi ile elde edilen verilerden oluşmaktadır. Anket formları, Su Ürunleri Kooperatiflerinin isimlerine, kuruluş yıllarına, faal olup olmadıklarına, balıkçı ve tekne sayılarına, avlak sahalarının adlarına, alanlarına, parsel no ve kira durumlarına yönelik soruları içermektedir. Çalışma sonucunda; Keban Baraj Gölü’nde 11adet su ürunleri kooperatifi ve bu kooperatiflere bağlı 214 balıkçı ve 126 tekne olduğu tespit edilmiştir. Kooperatiflerin 1974-1999 tarihleri arasında kurulduğu ve 9 adet kooperatifin faal, 2 adet kooperatifin yarı faal olarak çalıştığı tespit edilmiştir. Toplam avlak alanı 30.530 hektar olduğu, 9 adet avlak sahasının kooperatif, 2 adet avlak sahasının şahıslar tarafından kiralandığı belirlenmiştir. (devamı var)...
Anahtar Kelimeler: Su Ürünleri Kooperatifi, Avcılık, Balıkçı, Tekne, Baraj Gölü, Avlak Sahası, Anket
Anahtar Kelimeler: Su Ürünleri Kooperatifi, Avcılık, Balıkçı, Tekne, Baraj Gölü, Avlak Sahası, Anket
BAK, Zehra Duygu; FİRİDİN, Şirin; EROĞLU, Oğuzhan
GENETIK VERI TABANININ UYGULAMAYA AKTARIMI: KAHVERENGI ALABALIKLARDA ORJIN TESPITI Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{BAK2014,
title = {GENETIK VERI TABANININ UYGULAMAYA AKTARIMI: KAHVERENGI ALABALIKLARDA ORJIN TESPITI},
author = {Zehra Duygu BAK and Şirin FİRİDİN and Oğuzhan EROĞLU},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p230syy.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Son yıllarda balıkların tür teşhisinde ve orijin belirlenmesi çalışmalarında moleküler teknikler yaygın olarak kullanılmaktadır. Su ürünlerinde tür ve orijin tespitinde kullanılan protein tabanlı klasik metotlar artık yerini genomik DNA ve mtDNA üzerindeki bölgelerde; RT-PCR, RFLP, mikrosatellit, SNP ve DNA baz dizilimi gibi moleküler tekniklere bırakmaktadır. Bu yöntemlerle taze, dondurulmuş ve hatta protein denatürasyonu gerçekleşmiş konserve, tuzlama, tütsüleme gibi işleme süreçlerine tabi tutulmuş örneklerin hangi tür ve orijinden olduğu rahatlıkla tespit edilebilir.Su ürünlerinde genetik kaynakların kontrol altında tutulması ve korunması için uygun genetik belirteçlerin kullanımı ve karşılaştırılabilir verinin olması büyük bir öneme sahiptir. Amaç: Su ürünleri yetiştiriciliğinde ki desteklemelerden ilgili karar gereği faydalanabilmesi için özel bir işletmede yetiştiriciliği yapılan ve orjini bilinmeyen Kahverengi alabalıkların orjinini belirlemek amacı ile bu çalışma yapılmıştır. (devamı var)...
Anahtar Kelimeler: Salmo trutta labrax, RFLP, haplotip, veri tabanı, Orijin belirleme},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Son yıllarda balıkların tür teşhisinde ve orijin belirlenmesi çalışmalarında moleküler teknikler yaygın olarak kullanılmaktadır. Su ürünlerinde tür ve orijin tespitinde kullanılan protein tabanlı klasik metotlar artık yerini genomik DNA ve mtDNA üzerindeki bölgelerde; RT-PCR, RFLP, mikrosatellit, SNP ve DNA baz dizilimi gibi moleküler tekniklere bırakmaktadır. Bu yöntemlerle taze, dondurulmuş ve hatta protein denatürasyonu gerçekleşmiş konserve, tuzlama, tütsüleme gibi işleme süreçlerine tabi tutulmuş örneklerin hangi tür ve orijinden olduğu rahatlıkla tespit edilebilir.Su ürünlerinde genetik kaynakların kontrol altında tutulması ve korunması için uygun genetik belirteçlerin kullanımı ve karşılaştırılabilir verinin olması büyük bir öneme sahiptir. Amaç: Su ürünleri yetiştiriciliğinde ki desteklemelerden ilgili karar gereği faydalanabilmesi için özel bir işletmede yetiştiriciliği yapılan ve orjini bilinmeyen Kahverengi alabalıkların orjinini belirlemek amacı ile bu çalışma yapılmıştır. (devamı var)...
Anahtar Kelimeler: Salmo trutta labrax, RFLP, haplotip, veri tabanı, Orijin belirleme
Anahtar Kelimeler: Salmo trutta labrax, RFLP, haplotip, veri tabanı, Orijin belirleme
GARGACI, Aysun; DUYAR, Hünkar A
OSMANLI MUTFAĞINDA SU ÜRÜNLERİ Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{GARGACI2014,
title = {OSMANLI MUTFAĞINDA SU ÜRÜNLERİ},
author = {Aysun GARGACI and Hünkar A DUYAR},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p231bya.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Türk mutfak kültürünün gelişmesinde Anadolu’nun coğrafi konumu ve iklim çeşitliliği, barındırdığı etnik kökenler ve çeşitli uygarlıklar ile ilişkiler önemli rol oynamıştır. Osmanlı mutfağının ve yemek kültürünün özellikleri, tarihsel kültürel birikiminin çeşitliliği, coğrafyanın - iklimlerin zenginliği ve denizlerin, göllerin getirdiği bollukla birlikte incelemek gerekir. Bunların sayesinde, Osmanlı yemek kültürünü; dünyanın üç büyük mutfağından biri olmuştur. Topkapı Sarayı’nın inşa edildiği Fatih devrinden itibaren yemekler Matbah-ı Amire adı verilen mutfaklarda pişirilmekteydi. Mutfak işlerinden ve kilerden sorumlu Mutfak Emini, Kilerci Başı ve Kâtipler, mutfağın ihtiyaçlarını belirleyen, alışverişi düzenleyen, ödemeleri yapan ve alınan malzemelerin giriş ve çıkış kayıtlarını tutan kişilerdi. Kâtiplerin yüzyıllar boyunca günü gününe tuttukları bu muhasebe defterleri, bugün Osmanlı sarayının mutfağını merak eden herkesin başvurduğu belgelerdir. (devamı var)...
Anahtar kelimeler: Osmanlı, su ürünleri, tüketim},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Türk mutfak kültürünün gelişmesinde Anadolu’nun coğrafi konumu ve iklim çeşitliliği, barındırdığı etnik kökenler ve çeşitli uygarlıklar ile ilişkiler önemli rol oynamıştır. Osmanlı mutfağının ve yemek kültürünün özellikleri, tarihsel kültürel birikiminin çeşitliliği, coğrafyanın - iklimlerin zenginliği ve denizlerin, göllerin getirdiği bollukla birlikte incelemek gerekir. Bunların sayesinde, Osmanlı yemek kültürünü; dünyanın üç büyük mutfağından biri olmuştur. Topkapı Sarayı’nın inşa edildiği Fatih devrinden itibaren yemekler Matbah-ı Amire adı verilen mutfaklarda pişirilmekteydi. Mutfak işlerinden ve kilerden sorumlu Mutfak Emini, Kilerci Başı ve Kâtipler, mutfağın ihtiyaçlarını belirleyen, alışverişi düzenleyen, ödemeleri yapan ve alınan malzemelerin giriş ve çıkış kayıtlarını tutan kişilerdi. Kâtiplerin yüzyıllar boyunca günü gününe tuttukları bu muhasebe defterleri, bugün Osmanlı sarayının mutfağını merak eden herkesin başvurduğu belgelerdir. (devamı var)...
Anahtar kelimeler: Osmanlı, su ürünleri, tüketim
Anahtar kelimeler: Osmanlı, su ürünleri, tüketim
KURT, Recep; ÖZCAN, Gülnaz; GÜNDÜZ, Mehmet Nur; YILDIZ, Çiğdem; AYDOĞAN, Hakan
BATMAN ÇAYI’NIN BALIK FAUNASI Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KURT2014b,
title = {BATMAN ÇAYI’NIN BALIK FAUNASI},
author = {Recep KURT and Gülnaz ÖZCAN and Mehmet Nur GÜNDÜZ and Çiğdem YILDIZ and Hakan AYDOĞAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p232iyb.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada, Şubat 2013 – Nisan 2013 tarihleri arasında Batman Çayı balık faunası incelenmiştir. Balık örnekleri çeşitli göz açıklığındaki balık ağları kullanılarak yakalanmıştır. Araştırma bölgesinde Cyprinidae familyasına ait 7 tür belirlenmiştir. Bu türlerden 6’sı yerli tür [Garra rufa Heckel, 1843; Cyprinion macrostomus Heckel, 1843; Acanthobrama marmid Heckel, 1843; Capoeta trutta (Heckel, 1843); Capoeta umbla (Heckel, 1843); Chondrostoma regium Heckel, 1843] ve 1 tür ise egzotiktir [Carassius gibelio (Bloch, 1782)]. Bu Türkiye iç sularından gümüşi havuz balığı, Carassius gibelio (Bloch, 1782) için yeni bir lokalitedir. Anahtar Kelimeler: Batman Çayı, Balık faunası, Cyprinidae, egzotik, yeni lokalite},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada, Şubat 2013 – Nisan 2013 tarihleri arasında Batman Çayı balık faunası incelenmiştir. Balık örnekleri çeşitli göz açıklığındaki balık ağları kullanılarak yakalanmıştır. Araştırma bölgesinde Cyprinidae familyasına ait 7 tür belirlenmiştir. Bu türlerden 6’sı yerli tür [Garra rufa Heckel, 1843; Cyprinion macrostomus Heckel, 1843; Acanthobrama marmid Heckel, 1843; Capoeta trutta (Heckel, 1843); Capoeta umbla (Heckel, 1843); Chondrostoma regium Heckel, 1843] ve 1 tür ise egzotiktir [Carassius gibelio (Bloch, 1782)]. Bu Türkiye iç sularından gümüşi havuz balığı, Carassius gibelio (Bloch, 1782) için yeni bir lokalitedir. Anahtar Kelimeler: Batman Çayı, Balık faunası, Cyprinidae, egzotik, yeni lokalite
ÖKTENER, Ahmet; ÇAKIR, Dilek TÜRKER
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{ÖKTENER2014c,
title = {MARMARA DENIZI’NDEN Mothocya epimerica Costa, 1851 (Flabellifera: Cymothoidae)’NIN BAZI MORFOLOJIK KARAKTERLERI},
author = {Ahmet ÖKTENER and Dilek TÜRKER ÇAKIR},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p233uyd.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada, Şubat 2013 – Nisan 2013 tarihleri arasında Batman Çayı balık faunası incelenmiştir. Balık örnekleri çeşitli göz açıklığındaki balık ağları kullanılarak yakalanmıştır. Araştırma bölgesinde Cyprinidae familyasına ait 7 tür belirlenmiştir. Bu türlerden 6’sı yerli tür [Garra rufa Heckel, 1843; Cyprinion macrostomus Heckel, 1843; Acanthobrama marmid Heckel, 1843; Capoeta trutta (Heckel, 1843); Capoeta umbla (Heckel, 1843); Chondrostoma regium Heckel, 1843] ve 1 tür ise egzotiktir [Carassius gibelio (Bloch, 1782)]. Bu Türkiye iç sularından gümüşi havuz balığı, Carassius gibelio (Bloch, 1782) için yeni bir lokalitedir. Anahtar Kelimeler: Batman Çayı, Balık faunası, Cyprinidae, egzotik, yeni lokalite},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada, Şubat 2013 – Nisan 2013 tarihleri arasında Batman Çayı balık faunası incelenmiştir. Balık örnekleri çeşitli göz açıklığındaki balık ağları kullanılarak yakalanmıştır. Araştırma bölgesinde Cyprinidae familyasına ait 7 tür belirlenmiştir. Bu türlerden 6’sı yerli tür [Garra rufa Heckel, 1843; Cyprinion macrostomus Heckel, 1843; Acanthobrama marmid Heckel, 1843; Capoeta trutta (Heckel, 1843); Capoeta umbla (Heckel, 1843); Chondrostoma regium Heckel, 1843] ve 1 tür ise egzotiktir [Carassius gibelio (Bloch, 1782)]. Bu Türkiye iç sularından gümüşi havuz balığı, Carassius gibelio (Bloch, 1782) için yeni bir lokalitedir. Anahtar Kelimeler: Batman Çayı, Balık faunası, Cyprinidae, egzotik, yeni lokalite
YILDIRIM, Numan; YILDIRIM, Nuran CIKCIKOGLU; AKSU, Önder; DANABAŞ, Durali; DANABAŞ, Seval
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{YILDIRIM2014e,
title = {BEYAZ ÇÜRÜKÇÜL FUNGUS (Coriolus versicolor) ILE ARITILMIŞ TEKSTIL ATIKSUYUNA MARUZ KALAN Astacus leptodactylus’DA ANTIOKSIDANT CEVAP},
author = {Numan YILDIRIM and Nuran CIKCIKOGLU YILDIRIM and Önder AKSU and Durali DANABAŞ and Seval DANABAŞ},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p234dyu.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Reaktif oksidanlar maden endüstrisindeki ağır metaller, tekstil atıksuyundaki boyalar, pestisitler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi çeşitli çevresel kirleticiler tarafından üretilir. Glutatyon S-Transferazlar (GST) hem ksenobiyotiklerin hem de endojen maddelerin biyotransformasyonunda önemli rol oynayan bir enzim ailesidir ve GST’lerin indüklenmesi farklı ksenobiyotiklere maruziyetin bir biyobelirteçi olarak kullanılmaktadır. Amaç: Bu çalışma yerli beyaz çürükçül fungus (Coriolus versicolor) tarafından arıtılmış tekstil atıksuyuna maruz bırakılan kerevitler (Astacus leptodactylus) de antioksidan yanıtını araştırmak için yapılmıştır. Materyal Metot: Bu amaç için Teksitl atıksuyu C. vericolor ile batık çalkalamalı kültür koşulları altında arıtıldı. Bu arıtılmış, arıtılmamış ve her iki tekstil atıksuyunun (1/10) sulandılırmış oranlarına maruz kalan kerevit (A. leptodactylus) hepatopankreas ve abdomen dokularında 24 ve 96 saat boyunca GST seviyeleri test edilmiştir. Bulgular: GST aktivitesi genellikle farklı çeşitlerde arıtılmamış tekstil atıksuyuna maruz kalan kerevit hepatopankreasında genellikle artmıştır. Yerli Beyaz çürükçül fungus ile (C. versicolor) ile arıtımdan sonra, GST aktiviteleri tekrar azalmıştır. Sonuç: Bu çalışmada, C. versicolor’un tekstil atıksuyunu arıtma verimi, model canlı (A. leptodactylus) üzerindeki antioksidan enzim cevaplar yorumlanarak ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Glutathione S-Transferazlar, tekstil atıksuyu, Coriolus versicolor},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Reaktif oksidanlar maden endüstrisindeki ağır metaller, tekstil atıksuyundaki boyalar, pestisitler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi çeşitli çevresel kirleticiler tarafından üretilir. Glutatyon S-Transferazlar (GST) hem ksenobiyotiklerin hem de endojen maddelerin biyotransformasyonunda önemli rol oynayan bir enzim ailesidir ve GST’lerin indüklenmesi farklı ksenobiyotiklere maruziyetin bir biyobelirteçi olarak kullanılmaktadır. Amaç: Bu çalışma yerli beyaz çürükçül fungus (Coriolus versicolor) tarafından arıtılmış tekstil atıksuyuna maruz bırakılan kerevitler (Astacus leptodactylus) de antioksidan yanıtını araştırmak için yapılmıştır. Materyal Metot: Bu amaç için Teksitl atıksuyu C. vericolor ile batık çalkalamalı kültür koşulları altında arıtıldı. Bu arıtılmış, arıtılmamış ve her iki tekstil atıksuyunun (1/10) sulandılırmış oranlarına maruz kalan kerevit (A. leptodactylus) hepatopankreas ve abdomen dokularında 24 ve 96 saat boyunca GST seviyeleri test edilmiştir. Bulgular: GST aktivitesi genellikle farklı çeşitlerde arıtılmamış tekstil atıksuyuna maruz kalan kerevit hepatopankreasında genellikle artmıştır. Yerli Beyaz çürükçül fungus ile (C. versicolor) ile arıtımdan sonra, GST aktiviteleri tekrar azalmıştır. Sonuç: Bu çalışmada, C. versicolor’un tekstil atıksuyunu arıtma verimi, model canlı (A. leptodactylus) üzerindeki antioksidan enzim cevaplar yorumlanarak ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Glutathione S-Transferazlar, tekstil atıksuyu, Coriolus versicolor
Anahtar Kelimeler: Glutathione S-Transferazlar, tekstil atıksuyu, Coriolus versicolor
KARAMAN, Zuhal; YÜNGÜL, Mücahit; KÖPRÜCÜ, Sibel
Acipenser stellatus (PALLAS, 1771)’UN SOLUNGAÇLARINDA BAZI HİSTOKİMYASAL ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KARAMAN2014,
title = {Acipenser stellatus (PALLAS, 1771)’UN SOLUNGAÇLARINDA BAZI HİSTOKİMYASAL ÖZELLİKLERİN İNCELENMESİ},
author = {Zuhal KARAMAN and Mücahit YÜNGÜL and Sibel KÖPRÜCÜ},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p235byi.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada Acipenser stellatus (Pallas, 1771)’un solungaçlarındaki mukus hücrelerinde yer alan glikoproteinlerin özellikleri histokimyasal yönden incelendi. Solungaç arkları, sekonder ve primer filament epitelinde bulunan, çoğu oval ve yuvarlak bir şekile sahip olan mukus hücrelerinin, yapılan histokimyasal boyamalar sonucunda, Nötral glikoproteinler (PAS), siyalik asit rezidülü (KOH / PAS), nötral ve asidik (PAS / AB pH 2,5) glikoproteinleri orta derecede reaksiyon verirken, güçlü sülfatlı (AB pH 0,4), O-sülfat esterli (AB pH 1,0), asidik (AB pH 2,5), sülfatlı ve asidik (AF / AB pH 2,5) glikoproteinleri ise zayıf reaksiyon göstermiştir. Mukus hücrelerinin, sülfatlı (AF) glikokonjugatları içermediği belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Mersin balığı, glikoprotein, histoloji},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada Acipenser stellatus (Pallas, 1771)’un solungaçlarındaki mukus hücrelerinde yer alan glikoproteinlerin özellikleri histokimyasal yönden incelendi. Solungaç arkları, sekonder ve primer filament epitelinde bulunan, çoğu oval ve yuvarlak bir şekile sahip olan mukus hücrelerinin, yapılan histokimyasal boyamalar sonucunda, Nötral glikoproteinler (PAS), siyalik asit rezidülü (KOH / PAS), nötral ve asidik (PAS / AB pH 2,5) glikoproteinleri orta derecede reaksiyon verirken, güçlü sülfatlı (AB pH 0,4), O-sülfat esterli (AB pH 1,0), asidik (AB pH 2,5), sülfatlı ve asidik (AF / AB pH 2,5) glikoproteinleri ise zayıf reaksiyon göstermiştir. Mukus hücrelerinin, sülfatlı (AF) glikokonjugatları içermediği belirlendi.
Anahtar Kelimeler: Mersin balığı, glikoprotein, histoloji
Anahtar Kelimeler: Mersin balığı, glikoprotein, histoloji
KAYIM, Murathan; KUTLUYER, Filiz; KIZAK, Volkan; CAN, Erkan
BALIKLARDA ÜREMENIN UYARILMASINDA OVOPEL UYGULAMALARI Conference
Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ, 2014.
@conference{KAYIM2014,
title = {BALIKLARDA ÜREMENIN UYARILMASINDA OVOPEL UYGULAMALARI},
author = {Murathan KAYIM and Filiz KUTLUYER and Volkan KIZAK and Erkan CAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU5/P/d5p236ayb.pdf},
year = {2014},
date = {2014-05-31},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumu, 31 Mayıs - 2 Haziran 2014, Elazığ},
abstract = {Ekonomik açıdan önemli olan Cyprinid türlerinin tam kontrollü yetiştiriciliğinde üremenin uyarılmasında hormon uygulamaları önem taşımaktadır. Bu uygulamalar üremenin uyarılmasının yanında senkronizasyonu da sağlamaktadır. Yumurtlatma ajanlarından birisi olan Ovopel (memeli GnRHa+dopamine antagonist, Metoclopramide) ile ilgili farklı türlerde (Cyprinus carpio, Dicentrarchus labrax, Scophthalmus maximus, Perca fluviatilis, Esox lucius, Sander lucioperca, Silurus glanis, Tinca tinca) çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda ovopel hormonunun yumurta kalitesi, yumurtlama yüzdesi, fekondite, embriyonun hayatta kalması ve sperm kalitesi üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, ovopel hormonunun etkili ve üremenin uyarılmasında önemli bir potansiyele sahip olduğu, yan etkilerinin olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, ucuz ve etkin olmasından dolayı ovopel hormonu diğer balıklarda üremenin uyarılmasında kullanılabilir. Denenmemiş farklı türlerde ovopel hormonunun en uygun dozunun belirlenmesiyle ilgili çalışmaların yapılması gereklidir. Anahtar kelimeler: Ovopel, Cyprinid, Üremenin uyarılması},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Ekonomik açıdan önemli olan Cyprinid türlerinin tam kontrollü yetiştiriciliğinde üremenin uyarılmasında hormon uygulamaları önem taşımaktadır. Bu uygulamalar üremenin uyarılmasının yanında senkronizasyonu da sağlamaktadır. Yumurtlatma ajanlarından birisi olan Ovopel (memeli GnRHa+dopamine antagonist, Metoclopramide) ile ilgili farklı türlerde (Cyprinus carpio, Dicentrarchus labrax, Scophthalmus maximus, Perca fluviatilis, Esox lucius, Sander lucioperca, Silurus glanis, Tinca tinca) çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda ovopel hormonunun yumurta kalitesi, yumurtlama yüzdesi, fekondite, embriyonun hayatta kalması ve sperm kalitesi üzerinde etkili olduğu bildirilmiştir. Ayrıca, ovopel hormonunun etkili ve üremenin uyarılmasında önemli bir potansiyele sahip olduğu, yan etkilerinin olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, ucuz ve etkin olmasından dolayı ovopel hormonu diğer balıklarda üremenin uyarılmasında kullanılabilir. Denenmemiş farklı türlerde ovopel hormonunun en uygun dozunun belirlenmesiyle ilgili çalışmaların yapılması gereklidir. Anahtar kelimeler: Ovopel, Cyprinid, Üremenin uyarılması
Kaynak Gösterimi
Burada yer alan makaleler, 31 Mayıs – 2 Haziran 2014 tarihleri arasında Elazığ’da yapılan Doğu Anadolu Bölgesi V. Su Ürünleri Sempozyumunda sunulmuştur. Makaleleri yayınlarınızda kaynak olarak kullanırken lütfen bu bilgiye yer veriniz.