DOĞU ANADOLU BÖLGESİ III. SU ÜRÜNLERİ SEMPOZYUMU (1998)
BİLDİRİLER
1998
ARABACI, Muhammed; ÇAĞIRGAN, Haşmet
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{ARABACI1998,
title = {YÜKSEK ALKALİ SULARDA YAŞAYAN VE BU SULARA ADAPTE EDİLMEYE ÇALIŞILAN BALIKLARDA AMONYAK ATILIMI, ASiT-BAZ VE SIVI-ELEKTROLİT DENGESİNİN DÜZENLENMESİ},
author = {Muhammed ARABACI and Haşmet ÇAĞIRGAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d361bab.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Dünyada yüksek alkali sularda yaşayabilen balık türleri birkaç tanedir. Böyle yüksek alkali sularda yaşayabilen inci kefalı (chalcalburnus tarichi) gibi balıklarda amonyak atılımı ve sıvı elektrolit dengesinin ayarlanması oldukça ilginçtir. Yurdumuzda inci kefali, Van gölünün doğal faunasında bulunan ve ticari öneme sahip bir türdür. Ticari öneme sahip bazı balık türleri, deneysel olarak yüksek pH'lı sulara adapte edilmeye çalışılmış ve amonyak atılımı, asit-baz ve sıvı-elektrolit dengesinin düzenlenmesinde bazı problemlerle karşılaşılmıştır. Bu derlemede, Yüksek alkali sularda yaşayan ve bu sulara adapte edilmeye çalışılan balıklarda amonyak atılımı, asit-baz ve sıvı-elektrolit dengesinin nasıl düzenlendiği açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Dünyada yüksek alkali sularda yaşayabilen balık türleri birkaç tanedir. Böyle yüksek alkali sularda yaşayabilen inci kefalı (chalcalburnus tarichi) gibi balıklarda amonyak atılımı ve sıvı elektrolit dengesinin ayarlanması oldukça ilginçtir. Yurdumuzda inci kefali, Van gölünün doğal faunasında bulunan ve ticari öneme sahip bir türdür. Ticari öneme sahip bazı balık türleri, deneysel olarak yüksek pH'lı sulara adapte edilmeye çalışılmış ve amonyak atılımı, asit-baz ve sıvı-elektrolit dengesinin düzenlenmesinde bazı problemlerle karşılaşılmıştır. Bu derlemede, Yüksek alkali sularda yaşayan ve bu sulara adapte edilmeye çalışılan balıklarda amonyak atılımı, asit-baz ve sıvı-elektrolit dengesinin nasıl düzenlendiği açıklanmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler:
TORCU, Hatice; TÜRKER, Dilek; MATER, Savaş
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{TORCU1998,
title = {KUZEY EGE DENİZİ EDREMİT KÖRFEZİ'NDE ASIL HANİ BALIĞI (SERRANUS CABRILLA LINNEAUS, 1758) POPULASYONUNUN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ÖN ÇALIŞMA},
author = {Hatice TORCU and Dilek TÜRKER and Savaş MATER},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d362iad.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Edremit Körfezi Asıl hani balığı (Serranus cabrilla L., 1758) populasyonunun bazı biyolojik özelliklerini incelemek amacıyla 1997-1998 yılında Ekim-Mart ayları arasında körfezde yapılan trol çekimlerinden toplanan 243 balık üzerine yürütülmüş olan bu araştırmada balıkların I-IV yaş grubunu temsil ettikleri saptanmıştır. Asıl hani balığında min-max çatal boy 8.6 - 22.2 cm., ort. çatal boy 12.55 ± 5.020 cm., min-max ağırlık 10.54 - 163.66 g., oıt. ağırlık 54.81 ± 0.24 g. olarak bulunmuştur. Boy-ağırlık ilişkisi W=0.0353L 6 78, kondüsyon faktörü K=1.3033 ± 0.346 olarak saptanmıştır. Besininin çoğunluğunu Crustacea'nin oluşturduğu gözlenmiştir. Körfez' de en küçük av boyunun saptanmasının aşın avlanma olup olmadığı konusunda bir fikir vermesi açısından gerekli olacağı görüşüne varılmıştır. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Edremit Körfezi Asıl hani balığı (Serranus cabrilla L., 1758) populasyonunun bazı biyolojik özelliklerini incelemek amacıyla 1997-1998 yılında Ekim-Mart ayları arasında körfezde yapılan trol çekimlerinden toplanan 243 balık üzerine yürütülmüş olan bu araştırmada balıkların I-IV yaş grubunu temsil ettikleri saptanmıştır. Asıl hani balığında min-max çatal boy 8.6 - 22.2 cm., ort. çatal boy 12.55 ± 5.020 cm., min-max ağırlık 10.54 - 163.66 g., oıt. ağırlık 54.81 ± 0.24 g. olarak bulunmuştur. Boy-ağırlık ilişkisi W=0.0353L 6 78, kondüsyon faktörü K=1.3033 ± 0.346 olarak saptanmıştır. Besininin çoğunluğunu Crustacea'nin oluşturduğu gözlenmiştir. Körfez' de en küçük av boyunun saptanmasının aşın avlanma olup olmadığı konusunda bir fikir vermesi açısından gerekli olacağı görüşüne varılmıştır. Anahtar Kelimeler:
DAĞDEMİR, Vedat; BİRİNCİ, Avni
TÜRKİYE'DE SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE PAZARLAMA DURUMU Conference
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{DAĞDEMİR1998,
title = {TÜRKİYE'DE SU ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ VE PAZARLAMA DURUMU},
author = {Vedat DAĞDEMİR and Avni BİRİNCİ},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d363uau.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Su ürünleri deniz ve iç sulardaki bitkisel ve hayvansal organizmaların oluşturduğu topluluklar olup, onların kaynak entegre işletilmeleri, yetiştirilmeleri, açık deniz balıkçılığı ve ilgili konularını kapsamaktadır (Atay ve ark., 1995). Türkiye, ekolojileri farklı, 8333 km kıyı uzunluğu olan denizlere, göl, gölet ve baraj gölleri ile nehir ve akarsulardan oluşan iç su ürünleri potansiyeline sahiptir. Bunlara ilave olarak Akdeniz Bölgesi'nde yetiştiriciliğe elverişli olarak hesaplanan bir milyon hektarlık alnın %60'ı Türkiye kıyı şeridi üzerinde bulunmakta, ayrıca GAP ile meydana gelecek toplam 300 000 hektar baraj gölleri ülke iç su ürünleri üretimi için büyük önem taşımaktadır (Acara, 1989). Bu üretim potansiyeli ile su ürünleri üretimi kıyaslandığında, üretimin istenilen seviyede olmadığı görülmektedir. Su ürünleri üretiminin istenilen miktardan az olmasını çeşitli faktörle] etkilemektedir. Bunlardan en önemlisi su ürünleri sektöründeki üretim ve pazarlama konusundaki araştırmaların yetersiz olmasıdır. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Su ürünleri deniz ve iç sulardaki bitkisel ve hayvansal organizmaların oluşturduğu topluluklar olup, onların kaynak entegre işletilmeleri, yetiştirilmeleri, açık deniz balıkçılığı ve ilgili konularını kapsamaktadır (Atay ve ark., 1995). Türkiye, ekolojileri farklı, 8333 km kıyı uzunluğu olan denizlere, göl, gölet ve baraj gölleri ile nehir ve akarsulardan oluşan iç su ürünleri potansiyeline sahiptir. Bunlara ilave olarak Akdeniz Bölgesi'nde yetiştiriciliğe elverişli olarak hesaplanan bir milyon hektarlık alnın %60'ı Türkiye kıyı şeridi üzerinde bulunmakta, ayrıca GAP ile meydana gelecek toplam 300 000 hektar baraj gölleri ülke iç su ürünleri üretimi için büyük önem taşımaktadır (Acara, 1989). Bu üretim potansiyeli ile su ürünleri üretimi kıyaslandığında, üretimin istenilen seviyede olmadığı görülmektedir. Su ürünleri üretiminin istenilen miktardan az olmasını çeşitli faktörle] etkilemektedir. Bunlardan en önemlisi su ürünleri sektöründeki üretim ve pazarlama konusundaki araştırmaların yetersiz olmasıdır. Anahtar Kelimeler:
YILMAZ, Harun; BUHAN, Ekrem
BODRUM'DA SÜNGERCİLİĞİN GEÇMİŞİ VE GÜNCEL DURUMU Conference
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{YILMAZ1998,
title = {BODRUM'DA SÜNGERCİLİĞİN GEÇMİŞİ VE GÜNCEL DURUMU},
author = {Harun YILMAZ and Ekrem BUHAN},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d364dai.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Sadece Türkiye'nin değil, Dünya'nın en kaliteli sünger alanlarının bulunduğu bir bölgede yer alması ve henüz dış turizme açılamadığı dönemlerde istihdam alanlarının kısıtlı olması gibi nedenler Bodrum'un 1930'lardan itibaren Ülkemiz'de süngerciliğin merkezi konumunu almasına yolaçmıştır. Başlangıç yıllarında görece olarak basit ve eski teknikler ile gerçekleştirilen sünger avcılığı 1960'Iarın ilk yıllarından itibaren hava tüpleri (SCUBA) ve özellikle günümüzde de yaygın olarak uygulanan nargile yöntemi ile dalış gibi modern teknikler kullanılarak sürdürülmüştür. Zamanla Bodrum'da süngerciliğin gelişimi, Ülkemiz tarihinde süngercilikle ilgili ilk ve tek kuruluş olan Sünger Geliştirme, İşleme ve Eğitim Merkezinin kurulmasını gerektirecek düzeye ulaşmıştır. Hatta 1984 yılında bu kurum bünyesinde dalgıçların vurgun hastalığının tedavisinde elzem olmasına karşın o dönem için Türkiye'de ve Doğu Akdeniz Bölgesi'nde çok az sayıda olan sivil amaçlı bir basınç odası ünitesi de oluşturulmuştur. Gerek sünger avcılığı, gerek sünger ticareti bakımından 1986 yılına kadar sadece yutiçinde değil yurtdışında da adından sözettiren Bodrum süngerciliği turizm patlaması ve 1986 yılında başgösterip tüm Akdenizí etkileyen salgın sünger hastalığı gibi sebeplerle ani bir gerileme sürecine girmiştir. Günümüzde yok olma noktasına yaklaşmış olan süngerciliğimizi geliştirerek; sadece turistik özelliği ile değil, geçmişte olduğu gibi kaliteli süngerleri ve süngerciliği ile de anılan bir Bodrumá katkı için çeşitli çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar içinde, tahrip olan doğal stoklan geliştirme ve avcılığa alternatif bir sünger üretim yöntemini devreye sokmaya yönelik olan sünger yetiştiriciliği araştırmaları en fazla üzerinde durulanıdır. Bodrum Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü bünyesinde, kesilen sünger parçalarından ve sünger larvalarından sünger yetiştiriciliği konularında yoğunlaştırılan araştırmalar halen sürdürülmektedir. Anahtar kelimeler: Sünger avcılığı, sünger ticareti, Bodrum},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Sadece Türkiye'nin değil, Dünya'nın en kaliteli sünger alanlarının bulunduğu bir bölgede yer alması ve henüz dış turizme açılamadığı dönemlerde istihdam alanlarının kısıtlı olması gibi nedenler Bodrum'un 1930'lardan itibaren Ülkemiz'de süngerciliğin merkezi konumunu almasına yolaçmıştır. Başlangıç yıllarında görece olarak basit ve eski teknikler ile gerçekleştirilen sünger avcılığı 1960'Iarın ilk yıllarından itibaren hava tüpleri (SCUBA) ve özellikle günümüzde de yaygın olarak uygulanan nargile yöntemi ile dalış gibi modern teknikler kullanılarak sürdürülmüştür. Zamanla Bodrum'da süngerciliğin gelişimi, Ülkemiz tarihinde süngercilikle ilgili ilk ve tek kuruluş olan Sünger Geliştirme, İşleme ve Eğitim Merkezinin kurulmasını gerektirecek düzeye ulaşmıştır. Hatta 1984 yılında bu kurum bünyesinde dalgıçların vurgun hastalığının tedavisinde elzem olmasına karşın o dönem için Türkiye'de ve Doğu Akdeniz Bölgesi'nde çok az sayıda olan sivil amaçlı bir basınç odası ünitesi de oluşturulmuştur. Gerek sünger avcılığı, gerek sünger ticareti bakımından 1986 yılına kadar sadece yutiçinde değil yurtdışında da adından sözettiren Bodrum süngerciliği turizm patlaması ve 1986 yılında başgösterip tüm Akdenizí etkileyen salgın sünger hastalığı gibi sebeplerle ani bir gerileme sürecine girmiştir. Günümüzde yok olma noktasına yaklaşmış olan süngerciliğimizi geliştirerek; sadece turistik özelliği ile değil, geçmişte olduğu gibi kaliteli süngerleri ve süngerciliği ile de anılan bir Bodrumá katkı için çeşitli çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar içinde, tahrip olan doğal stoklan geliştirme ve avcılığa alternatif bir sünger üretim yöntemini devreye sokmaya yönelik olan sünger yetiştiriciliği araştırmaları en fazla üzerinde durulanıdır. Bodrum Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü bünyesinde, kesilen sünger parçalarından ve sünger larvalarından sünger yetiştiriciliği konularında yoğunlaştırılan araştırmalar halen sürdürülmektedir. Anahtar kelimeler: Sünger avcılığı, sünger ticareti, Bodrum
GÖKOĞLU, Mehmet; AYDIN, Hamdi; ÇİLOĞLU, Erhan
ANTALYA KÖRFEZİNDE EKONOMİK ÖNEME SAHİP YENGEÇLERİN AVCILIĞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Conference
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{GÖKOĞLU1998b,
title = {ANTALYA KÖRFEZİNDE EKONOMİK ÖNEME SAHİP YENGEÇLERİN AVCILIĞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA},
author = {Mehmet GÖKOĞLU and Hamdi AYDIN and Erhan ÇİLOĞLU},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d365bab.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Bu çalışma Antalya körfezi'nin Belek Köyü Acısu Deresi ile İlarma Köyü Taş] arasındaki kıyı kesiminde 0-15 m su derinlikleri arasında , 12.09.1996 - 30.01.1997 ve 5.0 -30.01.1998 tarihleri arasında iki periyotta gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, 210 d., 3 numara 25 mm göz açıklığında 80 göze sahip 700 m. ve 210 d., 0 numara 24 mm göz açıklığında 60 göz torla donatılmış 800 m. uzunluğunda fanyalı ağlar kullanılmıştır. Ağlar denize gün batımında bırakılmış ve sabah erken saatlerde toplanmıştır. Avlanma esnasında yakalanan yengeçlerin türleri ve cinsiyetleri belirlenmiş, biyometrik ölçümleri yapılmıştır. Yapılan çalışmada, mavi yengeç (Calinectes sapidus) ve pelajik yengeç (Pc pelagicus) olmak üzere bölgede ekonomik açıdan değerlendirilebilecek iki türün olduğu görülmüştür. Araştırmamızda yakalanan mavi yengeçlerin, aylara göre canlı ağırlık ortalamaları 88.02±6.54 - 157±5.23 g., karapaks boyu 11.62±0.40 - 15.31±0.29 cm arasında değişmiştir. Yakalanan pelajik yengeçlerin aylara göre canlı ağırlık ortalamaları ise 87.01±5.21 - 192.3 g., karapaks boyu 10.76±0.31 - 14.19±0.54 cm. arasında değişmiştir. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışma Antalya körfezi'nin Belek Köyü Acısu Deresi ile İlarma Köyü Taş] arasındaki kıyı kesiminde 0-15 m su derinlikleri arasında , 12.09.1996 - 30.01.1997 ve 5.0 -30.01.1998 tarihleri arasında iki periyotta gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, 210 d., 3 numara 25 mm göz açıklığında 80 göze sahip 700 m. ve 210 d., 0 numara 24 mm göz açıklığında 60 göz torla donatılmış 800 m. uzunluğunda fanyalı ağlar kullanılmıştır. Ağlar denize gün batımında bırakılmış ve sabah erken saatlerde toplanmıştır. Avlanma esnasında yakalanan yengeçlerin türleri ve cinsiyetleri belirlenmiş, biyometrik ölçümleri yapılmıştır. Yapılan çalışmada, mavi yengeç (Calinectes sapidus) ve pelajik yengeç (Pc pelagicus) olmak üzere bölgede ekonomik açıdan değerlendirilebilecek iki türün olduğu görülmüştür. Araştırmamızda yakalanan mavi yengeçlerin, aylara göre canlı ağırlık ortalamaları 88.02±6.54 - 157±5.23 g., karapaks boyu 11.62±0.40 - 15.31±0.29 cm arasında değişmiştir. Yakalanan pelajik yengeçlerin aylara göre canlı ağırlık ortalamaları ise 87.01±5.21 - 192.3 g., karapaks boyu 10.76±0.31 - 14.19±0.54 cm. arasında değişmiştir. Anahtar Kelimeler:
BALIK, İsmet
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{BALIK1998b,
title = {SUDAK BALIĞI (STIZOSTEDION LUCIOPERCA (L. 1758)) AVCILIĞINDA MULTİFİLAMENT FANYALI VE GALSAMA AĞLARI İLE MONOFİLAMENT GALSAMA AĞLARININ AV VERİMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI},
author = {İsmet BALIK},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d366aas.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Bu araştırmada, Beyşehir Gölü'nde sudak (Stizostedion lucioperca (L. 1758)) avcılığında kullanılan multifilament fanyalı ve galsama ağları ile monofilament galsama ağlarının av verimleri karşılaştırılmıştır. Ağ gruplarının verimlilikleri, her bir gruba ait eşit göz genişliğinde ağlar ile avlanan sudak balığı miktarlarının ayrı ayrı oranlanmasıyla bulunmuştur. Araştırmada, sudak balığı avcılığında monofilament galsama ağlarının multifilament galsama ağlarından 1.98, multifilament fanyalı ağlardan da 2.1 kat daha etkin olduğu saptanmıştır. Multifilament fanyalı ve multifilament galsama ağlarının av verimleri arasında ise önemli bir farkın olmadığı anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu araştırmada, Beyşehir Gölü'nde sudak (Stizostedion lucioperca (L. 1758)) avcılığında kullanılan multifilament fanyalı ve galsama ağları ile monofilament galsama ağlarının av verimleri karşılaştırılmıştır. Ağ gruplarının verimlilikleri, her bir gruba ait eşit göz genişliğinde ağlar ile avlanan sudak balığı miktarlarının ayrı ayrı oranlanmasıyla bulunmuştur. Araştırmada, sudak balığı avcılığında monofilament galsama ağlarının multifilament galsama ağlarından 1.98, multifilament fanyalı ağlardan da 2.1 kat daha etkin olduğu saptanmıştır. Multifilament fanyalı ve multifilament galsama ağlarının av verimleri arasında ise önemli bir farkın olmadığı anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler:
DEĞİRMENCİ, Ali; AKYOL, Abdurrezzak
LEBİSTES (POECILIA RETICULATUS)'İN DENİZ SUYU TANKLARINDA ÜRETİMİ ÜZERİNE BİR ÖN ÇALIŞMA Conference
Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum, 1998.
@conference{DEĞİRMENCİ1998,
title = {LEBİSTES (POECILIA RETICULATUS)'İN DENİZ SUYU TANKLARINDA ÜRETİMİ ÜZERİNE BİR ÖN ÇALIŞMA},
author = {Ali DEĞİRMENCİ and Abdurrezzak AKYOL},
url = {http://www.akuademi.net/da/DOGU3/d367yab.pdf},
year = {1998},
date = {1998-06-12},
booktitle = {Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran 1998, Erzurum},
abstract = {Bu çalışmada, dünyada ve ülkemizde en çok üretimi yapılan akvaryum balıklarından biri olan lebistes (Poecilia reticulatus)ín Doğu Karadeniz şartlarında yaz döneminde tanklarda deniz suyu kullanılarak üretimi amaçlanmıştır. Çalışma, 25 Temmuz - 25 Ekim 1997 tarihleri arasında Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonundaki fiber tanklarda gerçekleştirilmiştir. Damızlık lebistesler ilk olarak 1/2 tatlı su + 1/2 deniz suyu karışımına alınmış, daha sonra deniz suyu (%ol6) bulunan tanklara transfer edilmiştir. Lebisteslerin üremesi ve yavruların korunması için tankın içerisine çam dallan yerleştirilmiştir. Çalışma süresince tanka sürekli olarak deniz suyu verilmiştir. İlk günlerde balıklarda bir durgunluk gözlenmesine rağmen, ortama adaptasyon sağlandıktan sonra mükemmel bir renklenme ve aktivasyon gözlemlenmiştir. İlk 20 gün sonunda ilk yavrular gözlemlenmiş ve bu yavrular 2 ayda cinsi olgunluğa erişmişlerdir. Çalışma esnasında dışarıdan ekstra bir yemleme yapılmamış olup, deniz suyundaki doğal besinlerden yararlanılmıştır. Sonuç olarak, deniz suyunun 20°C'nin üzerine çıktığı haziran-ekim ayları arasında ortalama %ol6'lık deniz suyunda, doğal üretimden yararlanılarak lebistes yetiştiriciliği (üretimi) yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Lebistes, Poecilia reticulatus, acı su, üretim. Anahtar Kelimeler:},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada, dünyada ve ülkemizde en çok üretimi yapılan akvaryum balıklarından biri olan lebistes (Poecilia reticulatus)ín Doğu Karadeniz şartlarında yaz döneminde tanklarda deniz suyu kullanılarak üretimi amaçlanmıştır. Çalışma, 25 Temmuz - 25 Ekim 1997 tarihleri arasında Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonundaki fiber tanklarda gerçekleştirilmiştir. Damızlık lebistesler ilk olarak 1/2 tatlı su + 1/2 deniz suyu karışımına alınmış, daha sonra deniz suyu (%ol6) bulunan tanklara transfer edilmiştir. Lebisteslerin üremesi ve yavruların korunması için tankın içerisine çam dallan yerleştirilmiştir. Çalışma süresince tanka sürekli olarak deniz suyu verilmiştir. İlk günlerde balıklarda bir durgunluk gözlenmesine rağmen, ortama adaptasyon sağlandıktan sonra mükemmel bir renklenme ve aktivasyon gözlemlenmiştir. İlk 20 gün sonunda ilk yavrular gözlemlenmiş ve bu yavrular 2 ayda cinsi olgunluğa erişmişlerdir. Çalışma esnasında dışarıdan ekstra bir yemleme yapılmamış olup, deniz suyundaki doğal besinlerden yararlanılmıştır. Sonuç olarak, deniz suyunun 20°C'nin üzerine çıktığı haziran-ekim ayları arasında ortalama %ol6'lık deniz suyunda, doğal üretimden yararlanılarak lebistes yetiştiriciliği (üretimi) yapılabilir. Anahtar Kelimeler: Lebistes, Poecilia reticulatus, acı su, üretim. Anahtar Kelimeler:
Kaynak Gösterimi
Burada yer alan makaleler, 10-12 Haziran 1998 tarihleri arasında Erzurum’da yapılan Doğu Anadolu Bölgesi III. Su Ürünleri Sempozyumunda sunulmuştur. Makaleleri yayınlarınızda kaynak olarak kullanırken lütfen bu bilgiye yer veriniz.