BİLDİRİLER – 2. Kısım
2009
SALER, Serap; İPEK, Necla; ARSLAN, Serkan
KÜRK ÇAYI (ELAZIĞ) ZOOPLANKTONU Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{SALER2009,
title = {KÜRK ÇAYI (ELAZIĞ) ZOOPLANKTONU},
author = {Serap SALER and Necla İPEK and Serkan ARSLAN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b18sby.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Elazığ ili Hazar Gölü’ne dökülen önemli yüzey su kaynaklarından biri olan Kürk Çayı’nın zooplanktonu Şubat 2007-Ocak 2008 tarihleri arasında incelenmiştir. Araştırma sonucunda Rotifera’dan 9, Cladocera’dan 2 Copepoda’dan 2 tür teşhis edilmiştir. Tüm zooplankton içinde rotiferler her mevsim bulunan grup olmuştur. Rotifera’dan Keratella cochlearis, Copepoda’dan Cyclops vicinus ve Cladocera’dan Ceriodaphnia reticulata ortaya çıkış sıklığı bakımından ilk sırada yer alan türler olmuştur. Anahtar sözcükler: Kürk Çayı Rotifera, Copepoda, Cladocera, Zooplankton},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Elazığ ili Hazar Gölü’ne dökülen önemli yüzey su kaynaklarından biri olan Kürk Çayı’nın zooplanktonu Şubat 2007-Ocak 2008 tarihleri arasında incelenmiştir. Araştırma sonucunda Rotifera’dan 9, Cladocera’dan 2 Copepoda’dan 2 tür teşhis edilmiştir. Tüm zooplankton içinde rotiferler her mevsim bulunan grup olmuştur. Rotifera’dan Keratella cochlearis, Copepoda’dan Cyclops vicinus ve Cladocera’dan Ceriodaphnia reticulata ortaya çıkış sıklığı bakımından ilk sırada yer alan türler olmuştur. Anahtar sözcükler: Kürk Çayı Rotifera, Copepoda, Cladocera, Zooplankton
KOCA, Serdar; UYSAL, Uğur Emek
POECILIA LATIPINNA (POECILIDAE)’ DA KARYOTİP ANALİZİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{KOCA2009,
title = {POECILIA LATIPINNA (POECILIDAE)’ DA KARYOTİP ANALİZİ},
author = {Serdar KOCA and Uğur Emek UYSAL},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b20sii.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Anavatanı Kuzey Amerika’nın güney doğusundaki sakin nehirler ve nehirlerin denizle bölgeler olan Poecilia latipinna akvaryumlarda süs balığı olarak yaygın biçimde yetiştirilmektedir. Poecilia latipinna’ da yapılan kromozom incelemeleri sonucu diploid kromozom incelemeleri sonucu diploid kromozom sayısının 2n= 46 ve kromozomların akrosentrik yapıda olduğu belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Poecilia latipinna, karyotip},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Anavatanı Kuzey Amerika’nın güney doğusundaki sakin nehirler ve nehirlerin denizle bölgeler olan Poecilia latipinna akvaryumlarda süs balığı olarak yaygın biçimde yetiştirilmektedir. Poecilia latipinna’ da yapılan kromozom incelemeleri sonucu diploid kromozom incelemeleri sonucu diploid kromozom sayısının 2n= 46 ve kromozomların akrosentrik yapıda olduğu belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Poecilia latipinna, karyotip
ULUKÜTÜK, Sevgi; ARSLAN, Naime
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ULUKÜTÜK2009,
title = {ULUABAT GÖLÜ HAVZASI (EMET, ORHANELİ VE MUSTAFA KEMAL PAŞA ÇAYLARI) CHİRONOMİDAE POTAMOFAUNASI VE DAĞILIŞLARI},
author = {Sevgi ULUKÜTÜK and Naime ARSLAN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b21bib.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Uluabat Gölü Havzası (Emet, Orhaneli ve Mustafa Kemal Paşa Çayları) Chironomidae Potamofaunası ve Dağılışlarının Su Kalitesi ile İlşkisinin belirlenmesi amacı ile Kasım 2004, Nisan 2005 ve Temmuz 2005 tarihleri arasında 19 istasyondan toplanan bentik örnekleri değerlendirilmiştir. Aynı zamanda su örnekleri de alınarak suyun bazı fiziko-kimyasal (çözünmüş oksijen, pH, sıcaklık, tuzluluk, bulanıklık, iletkenlik, klorür, fosfor, sülfat, biyolojik oksijen ihtiyacı, kimyasal oksijen ihtiyacı, NO3-N, NO2-N, NH4-N) analizleri yapılarak Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğine göre değerlendirilmiştir. Tespit edilen Chironomidae türlerinin istasyonlardaki dağılım, çeşitlilik ve birey sayıları göz önünde tutularak Dominance, Shannon, Simpson çeşitlilik Indexi, Evenness, Menhinick, Margalef, Equitability, Fisher-Alpha ve Berger-Parker Index analizleri yapılmıştır. Uluabat Gölü Havzasında Chironomidae familyasından toplam 48 cinse ait 46 tür tespit edilmiştir; Nanocladius rectinervis (Chironomidae) 13 istasyonda tespit edilerek çalışma alanında en geniş dağılım gösteren tür olarak belirlenmiştir. Bunu takiben 10 istasyonda tespit edilen Cryptochironomus defectus, 9 istasyonda gözlenen Chironomus (Camptoch.) tentans ile 8 istasyonda gözlenen Micropsectra notescens en geniş dağılıma sahip türler olarak belirlenmiştir. Çalışma alanında 17. istasyon tespit edilen 24 Chironomidae taksonu ile en yüksek tür çeşitliliğine sahip istasyon olarak belirlenmiştir. Shannon çeşitlilik indeksine göre, en yüksek Chironomidae çeşitliliğine sahip örneklem alanı, 17.istasyon (Emet çayı H’=2,6), 2. istasyon (M.kemalpaşa çayı H’=2,2) ve 12. istasyon (Emet çayı H’=2,2) olarak belirlenirken, en düşük Chironomidae çeşitliliği olarak ise 4. istasyon (Orhaneli çayı H’=0), 6. istasyon (Tunçbilek Orhaneli çayı H’=0) ve 14. istasyon (H’=0) belirlenmiştir. Tespit edilen Chironomidae çeşitliliği ve bolluğuna göre istasyonların benzerlikleri ise Kümeleme Analizi (Bray-Curtis) yöntemi ve yine farklılık indeksi olan Jaccards yöntemi ile incelenmiştir. Anahtar sözcükler: Chironomidae, potamofauna, Uluabat havza},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Uluabat Gölü Havzası (Emet, Orhaneli ve Mustafa Kemal Paşa Çayları) Chironomidae Potamofaunası ve Dağılışlarının Su Kalitesi ile İlşkisinin belirlenmesi amacı ile Kasım 2004, Nisan 2005 ve Temmuz 2005 tarihleri arasında 19 istasyondan toplanan bentik örnekleri değerlendirilmiştir. Aynı zamanda su örnekleri de alınarak suyun bazı fiziko-kimyasal (çözünmüş oksijen, pH, sıcaklık, tuzluluk, bulanıklık, iletkenlik, klorür, fosfor, sülfat, biyolojik oksijen ihtiyacı, kimyasal oksijen ihtiyacı, NO3-N, NO2-N, NH4-N) analizleri yapılarak Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğine göre değerlendirilmiştir. Tespit edilen Chironomidae türlerinin istasyonlardaki dağılım, çeşitlilik ve birey sayıları göz önünde tutularak Dominance, Shannon, Simpson çeşitlilik Indexi, Evenness, Menhinick, Margalef, Equitability, Fisher-Alpha ve Berger-Parker Index analizleri yapılmıştır. Uluabat Gölü Havzasında Chironomidae familyasından toplam 48 cinse ait 46 tür tespit edilmiştir; Nanocladius rectinervis (Chironomidae) 13 istasyonda tespit edilerek çalışma alanında en geniş dağılım gösteren tür olarak belirlenmiştir. Bunu takiben 10 istasyonda tespit edilen Cryptochironomus defectus, 9 istasyonda gözlenen Chironomus (Camptoch.) tentans ile 8 istasyonda gözlenen Micropsectra notescens en geniş dağılıma sahip türler olarak belirlenmiştir. Çalışma alanında 17. istasyon tespit edilen 24 Chironomidae taksonu ile en yüksek tür çeşitliliğine sahip istasyon olarak belirlenmiştir. Shannon çeşitlilik indeksine göre, en yüksek Chironomidae çeşitliliğine sahip örneklem alanı, 17.istasyon (Emet çayı H’=2,6), 2. istasyon (M.kemalpaşa çayı H’=2,2) ve 12. istasyon (Emet çayı H’=2,2) olarak belirlenirken, en düşük Chironomidae çeşitliliği olarak ise 4. istasyon (Orhaneli çayı H’=0), 6. istasyon (Tunçbilek Orhaneli çayı H’=0) ve 14. istasyon (H’=0) belirlenmiştir. Tespit edilen Chironomidae çeşitliliği ve bolluğuna göre istasyonların benzerlikleri ise Kümeleme Analizi (Bray-Curtis) yöntemi ve yine farklılık indeksi olan Jaccards yöntemi ile incelenmiştir. Anahtar sözcükler: Chironomidae, potamofauna, Uluabat havza
ÇINAR, Şakir; KÜÇÜKKARA, Ramazan; ÇAPKIN, Kadir; AKÇİMEN, Ufuk; MEKE, Turgay; SAVAŞER, Soner; KORKUT, Oğuz S; ÖZKÖK, Remziye; CİLBİZ, Mehmet
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ÇINAR2009,
title = {ULUABAT GÖLÜ’NDEKİ GÜMÜŞİ HAVUZ BALIĞI (CARASSIUS GIBELIO BLOCH, 1782) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ},
author = {Şakir ÇINAR and Ramazan KÜÇÜKKARA and Kadir ÇAPKIN and Ufuk AKÇİMEN and Turgay MEKE and Soner SAVAŞER and Oğuz S KORKUT and Remziye ÖZKÖK and Mehmet CİLBİZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b22iis.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada, Uluabat Gölü’nde yaşayan Gümüşi Havuz Balığı populasyonu (Carassius gibelio Bloch, 1782)’ nun büyüme özellikleri incelenmiştir. Ocak 2006-Aralık 2006 tarihleri arasında Uluabat Gölünden yakalanan toplam 1706 adet gümüşi havuz balığının yaşları, 0 ile VI arasında dağılım göstermiştir. Denemelerde yakalanan örneklerin %34,40’ ını III yaş grubu bireyler oluşturmuştur. İncelenen balıkların %62,37 dişi, %’37,63’ ü ise erkektir. Dişi erkek oranı ise 1:0,60 olarak tespit edilmiştir. Yakalanan balıkların çatal boyları dişi bireylerde 7,7- 31,6 cm, erkek bireylerde 7,6 – 27,9 cm, ağırlıkları dişi bireylerde 11 - 813 g, erkek bireylerde 10 - 557 g arasında dağılım göstermiştir. Boy (L) – ağırlık (W) ilişkisi denklemi W = 0,02020L3,043, ortalama kondisyon faktörü dişilerde 2,363 ± 0,206, erkeklerde 2,230 ± 0,203, dişi+erkek bireylerde ise 2,310 ± 0,215 olarak tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Uluabat Gölü, gümüşi havuz balığı, büyüme özellikleri, kondisyon faktörü},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada, Uluabat Gölü’nde yaşayan Gümüşi Havuz Balığı populasyonu (Carassius gibelio Bloch, 1782)’ nun büyüme özellikleri incelenmiştir. Ocak 2006-Aralık 2006 tarihleri arasında Uluabat Gölünden yakalanan toplam 1706 adet gümüşi havuz balığının yaşları, 0 ile VI arasında dağılım göstermiştir. Denemelerde yakalanan örneklerin %34,40’ ını III yaş grubu bireyler oluşturmuştur. İncelenen balıkların %62,37 dişi, %’37,63’ ü ise erkektir. Dişi erkek oranı ise 1:0,60 olarak tespit edilmiştir. Yakalanan balıkların çatal boyları dişi bireylerde 7,7- 31,6 cm, erkek bireylerde 7,6 – 27,9 cm, ağırlıkları dişi bireylerde 11 - 813 g, erkek bireylerde 10 - 557 g arasında dağılım göstermiştir. Boy (L) – ağırlık (W) ilişkisi denklemi W = 0,02020L3,043, ortalama kondisyon faktörü dişilerde 2,363 ± 0,206, erkeklerde 2,230 ± 0,203, dişi+erkek bireylerde ise 2,310 ± 0,215 olarak tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Uluabat Gölü, gümüşi havuz balığı, büyüme özellikleri, kondisyon faktörü
KUTLU, Banu
İZMİR HOMA DALYANI’NDAN İZOLE EDİLEN HANTZSCHIA AMPHIOXYS TÜRÜNDE OPTİMUM IŞIĞIN BULUNMASI Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{KUTLU2009,
title = {İZMİR HOMA DALYANI’NDAN İZOLE EDİLEN HANTZSCHIA AMPHIOXYS TÜRÜNDE OPTİMUM IŞIĞIN BULUNMASI},
author = {Banu KUTLU},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b26aid.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmanın amacı, denizel bentik diyatom Hantzschia amphioxys türünün büyüme kinetiği parametreleri (µmax, Ks), taşıma kapasitesi (Pchl-aµmaxı, ksı) ve sınırlayan nutrientlerin belirlenmesidir. Araştırmada Hantzschia amphioxys türünün büyümesi sürekli-aydınlık periyotta ve kesikli kültür sisteminde; değişen ışık koşullarda, sabit sıcaklıkta ve f/2 ortamda ışık koşulları etkileri incelenmiştir. Buna göre optimum sıcaklık olan18°C’ de ışık şiddeti 52µmol/m2s olarak bulunmuştur. Anahtar sözcükler: Hantzschia amphioxys, optimum sıcaklık, ışık şiddeti},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmanın amacı, denizel bentik diyatom Hantzschia amphioxys türünün büyüme kinetiği parametreleri (µmax, Ks), taşıma kapasitesi (Pchl-aµmaxı, ksı) ve sınırlayan nutrientlerin belirlenmesidir. Araştırmada Hantzschia amphioxys türünün büyümesi sürekli-aydınlık periyotta ve kesikli kültür sisteminde; değişen ışık koşullarda, sabit sıcaklıkta ve f/2 ortamda ışık koşulları etkileri incelenmiştir. Buna göre optimum sıcaklık olan18°C’ de ışık şiddeti 52µmol/m2s olarak bulunmuştur. Anahtar sözcükler: Hantzschia amphioxys, optimum sıcaklık, ışık şiddeti
ÖZ, Özden BARIM; BENZER, Fulya
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ÖZ2009,
title = {TATLI SU İSTAKOZU (ASTACUS LEPTODACTYLUS ESCH., 1823)’NUN DOKU ÖZELLİĞİNE GÖRE KARAPAKS UZUNLUGU İLE OKSİDAN/ANTİOKSİDAN SEVİYESİ ARASINDAKİ İLİŞKİ VE CINSİYETİN ETKİSİ},
author = {Özden BARIM ÖZ and Fulya BENZER},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b27yib.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmanın amacı; Astacus leptodactylus’un çiftleşme periyodu esnasında doku özelliğine gore karapaks uzunluğu (CL) ile oksidan (malondialdehit olarak lipid peroksidasyon (MDA))/ antioksidan (glutatyon peroksidaz (GSH)) seviyesi arasındaki ilişkiyi araştırmak ve bu ilişki üzerine cinsiyetin etkisini tespit etmektir. Erkek ve dişi kerevitler CL’na gore üç gruba ayrıldı (38-46,9 mm CL (I), 47-55,9 mm CL (II) and 56-64,9 mm CL (III)). Hem erkek hemde dişi kerevitlerde kas dokusunda CL ve MDA/ GSH-Px seviyeleri arasında hiçbir ilişki belirlenmedi. Gonad dokusundaki MDA’nın seviyesi III. grup ile karşılaştırıldığı zaman (>:1.71±0.06, +:5.33±0.42), I grup (>:2.14±0.10, +:11.24±0.65) ve II. gruplarda (>:1.96±0.06, +:11.92±0.80) istatistiksel açıdan önemli derecede daha yüksekti (>: p<0.05, +: p<0.001), oysa GSH-Px daha düşüktü. Benzer değişimler hepatopankreasda da gözlenildi. Cinsiyete göre dişi kerevitlerin gonad ve kasındaki MDA seviyesi erkek kerevitlerinkinden daha yüksekti (her ikisi için, p<0.001). Doku özelliğine göre ise, MDA ve GSH-Px seviyeleri kas ile karşılaştırıldığı zaman hepatopankreas ve gonatda daha yüksek bulundu (her ikisi için, p<0.001). Anahtar sözcükler: Astacus leptodactylus, Karapaks uzunluğu, Malondialdehit, Glutatyon peroksidaz},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmanın amacı; Astacus leptodactylus’un çiftleşme periyodu esnasında doku özelliğine gore karapaks uzunluğu (CL) ile oksidan (malondialdehit olarak lipid peroksidasyon (MDA))/ antioksidan (glutatyon peroksidaz (GSH)) seviyesi arasındaki ilişkiyi araştırmak ve bu ilişki üzerine cinsiyetin etkisini tespit etmektir. Erkek ve dişi kerevitler CL’na gore üç gruba ayrıldı (38-46,9 mm CL (I), 47-55,9 mm CL (II) and 56-64,9 mm CL (III)). Hem erkek hemde dişi kerevitlerde kas dokusunda CL ve MDA/ GSH-Px seviyeleri arasında hiçbir ilişki belirlenmedi. Gonad dokusundaki MDA’nın seviyesi III. grup ile karşılaştırıldığı zaman (>:1.71±0.06, +:5.33±0.42), I grup (>:2.14±0.10, +:11.24±0.65) ve II. gruplarda (>:1.96±0.06, +:11.92±0.80) istatistiksel açıdan önemli derecede daha yüksekti (>: p<0.05, +: p<0.001), oysa GSH-Px daha düşüktü. Benzer değişimler hepatopankreasda da gözlenildi. Cinsiyete göre dişi kerevitlerin gonad ve kasındaki MDA seviyesi erkek kerevitlerinkinden daha yüksekti (her ikisi için, p<0.001). Doku özelliğine göre ise, MDA ve GSH-Px seviyeleri kas ile karşılaştırıldığı zaman hepatopankreas ve gonatda daha yüksek bulundu (her ikisi için, p<0.001). Anahtar sözcükler: Astacus leptodactylus, Karapaks uzunluğu, Malondialdehit, Glutatyon peroksidaz
ÖKTENER, Ahmet
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ÖKTENER2009,
title = {TÜRKİYE BALIKLARI PARAZİT FAUNASI YALNIZCA LIGULA INTESTINALIS VE HYSTEROTHYLACIUM ADUNCUM’ DANMI OLUŞMAKTADIR?},
author = {Ahmet ÖKTENER},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b28sia.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Ülkemizde 150 doğal balık, 10 kültür balığı ve ihraç edilen 21 akvaryum balığı türü ile parazitolojik çalışmalar yapılmıştır. 181 konak balık türünde bugüne kadar protozoon, helminth parazitik arthropod, mollusca, polychaeta filumlarına ait toplam 417 parazit türü rapor edilmiştir. Türkiye denizlerinden 133 familyaya ait 448 balık türü (Bilecenoglu et al. 2002), içsularından ise 26 familyaya ait 236 balık türü (Kuru 2004) saptanmıştır. Parazitolojik çalışma yapılmış balık türleri sayısı, ülkemizde saptanmış balık sayısı göz önüne alındığında dörtte birinden az bir rakam ortaya çıkmaktadır ki bu durum balık parazitolojisine az önem verildiğini göstermektedir. Parazitolojik araştırmaların en çok Ligula intestinalis (Cestoda) ve Hysterothylacium aduncum (Nematoda) türü parazitleri üzerinde odaklandığı görülmektedir. Bu parazitlerin balıklarda önemli patolojik bozukluklara ve hijyenik açıdan pazara sunuşta ekonomik açıdan zarara yol açtığı bilinmekle birlikte zoonoz olduklarına dair herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Ülkemizde halk tarafından sıkça tüketilen pek çok balık türünün parazit faunası incelenmemiştir. Bu sunuyla Türkiye balıkları parazit faunasının yalnızca Ligula intestinalis ve Hysterothylacium aduncum’dan oluşmadığına dikkat çekerek eleştirel bir yaklaşım getirmek istenmiştir. Anahtar sözcükler: Türkiye, balık, parazit, fauna, Ligula, Hysterothylacium},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Ülkemizde 150 doğal balık, 10 kültür balığı ve ihraç edilen 21 akvaryum balığı türü ile parazitolojik çalışmalar yapılmıştır. 181 konak balık türünde bugüne kadar protozoon, helminth parazitik arthropod, mollusca, polychaeta filumlarına ait toplam 417 parazit türü rapor edilmiştir. Türkiye denizlerinden 133 familyaya ait 448 balık türü (Bilecenoglu et al. 2002), içsularından ise 26 familyaya ait 236 balık türü (Kuru 2004) saptanmıştır. Parazitolojik çalışma yapılmış balık türleri sayısı, ülkemizde saptanmış balık sayısı göz önüne alındığında dörtte birinden az bir rakam ortaya çıkmaktadır ki bu durum balık parazitolojisine az önem verildiğini göstermektedir. Parazitolojik araştırmaların en çok Ligula intestinalis (Cestoda) ve Hysterothylacium aduncum (Nematoda) türü parazitleri üzerinde odaklandığı görülmektedir. Bu parazitlerin balıklarda önemli patolojik bozukluklara ve hijyenik açıdan pazara sunuşta ekonomik açıdan zarara yol açtığı bilinmekle birlikte zoonoz olduklarına dair herhangi bir rapor bulunmamaktadır. Ülkemizde halk tarafından sıkça tüketilen pek çok balık türünün parazit faunası incelenmemiştir. Bu sunuyla Türkiye balıkları parazit faunasının yalnızca Ligula intestinalis ve Hysterothylacium aduncum’dan oluşmadığına dikkat çekerek eleştirel bir yaklaşım getirmek istenmiştir. Anahtar sözcükler: Türkiye, balık, parazit, fauna, Ligula, Hysterothylacium
GÜLEÇ, Azime KÜÇÜKGÜL; ŞAHAN, Aysel
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{GÜLEÇ2009,
title = {PARAZİT ENFESTASYONUNUN AYNALI SAZAN (CYPRINUS CARPIO LINNAEUS, 1758) BİREYLERİNDE SERUM GLİKOZ, KORTİZOL VE KAN HEMOGLOBİN MİKTARLARI ÜZERİNE ETKİLERİ},
author = {Azime KÜÇÜKGÜL GÜLEÇ and Aysel ŞAHAN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b29diy.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Stres sonrası gelişen primer yanıt süresince açığa çıkan faktörlerin fizyolojik etkilerinden sekonder yanıt gelişmekte ve bu yanıt hematolojik parametrelerdeki değişim oranlarına bakılarak değerlendirilmektedir (Yavuzcan Yıldız ve Pulatsü, 1999). Kortizol ve glikoz gibi hormonların paraziter, viral, mantar ve protozoan enfeksiyonlara karşı güçlü bir stres indikatörü olduğu bildirilmiş, bu parametrelerin stres sonrası ölçümlerinin hastalığın erken teşhisi ve tedavisinde önemli rol oynadığı birçok çalışmada gösterilmiştir (Robertson ve ark., 1963; Grutter ve Pankhurst, 2000). Bu çalışmada, rengi değişmiş, vücut şekli bozuk, davranışları düzensiz ve iştahsız olan aynalı sazan (Cyprinus carpio L., 1758) bireyleri parazitolojik yönden incelenmiş belirlenen parazitlerin kan hemoglobin, plazma kortizol ve glikoz miktarları üzerine olan etkileri değerlendirilmiştir. Balık bireylerinde Argulus sp (% 20), Ichtyophthrius multifilis (% 33) ve Dactylogyrus vastator (% 47) olarak saptanan üç tip parazit bulunmuştur (Reichenbach-Klinke, 1975; Hoffman, 1967). Stres faktörü olarak düşünülen yoğun parazitin balıklardaki kan parametreleri üzerine olan etkilerini belirlemek için balık bireyleri anestezi (% 25’lik fenoksiethanol) edilerek kan örnekleri alınmış analizleri yapılmıştır. Elde edilen verilere göre kontrol grubu (5,16+0,20 g/dl) ile karşılaştırıldığında hemoglobin değerlerinin (7,47+0,35 g/dl) ) yükseldiği görülmüştür. Glikoz ve kortizol değerlerinin (sırasıyla 35,40+3,32 mg/dl; 28,54+1,83 ng/ml) de kontrol grubuna (sırasıyla 30,60+3,33 mg/dl, 17,13+4,38 ng/ml) oranla arttığı yapılan analizlere göre belirlenmiştir. Parazit ile enfestasyon uygulaması sırasında, sazanlarda önemli fizyolojik yanıtlar gözlenmiş ve istenilen ölçüde cevap alınabilmiştir. Anahtar sözcükler: Stres, parazit, hemoglobin, kortizol ve glikoz},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Stres sonrası gelişen primer yanıt süresince açığa çıkan faktörlerin fizyolojik etkilerinden sekonder yanıt gelişmekte ve bu yanıt hematolojik parametrelerdeki değişim oranlarına bakılarak değerlendirilmektedir (Yavuzcan Yıldız ve Pulatsü, 1999). Kortizol ve glikoz gibi hormonların paraziter, viral, mantar ve protozoan enfeksiyonlara karşı güçlü bir stres indikatörü olduğu bildirilmiş, bu parametrelerin stres sonrası ölçümlerinin hastalığın erken teşhisi ve tedavisinde önemli rol oynadığı birçok çalışmada gösterilmiştir (Robertson ve ark., 1963; Grutter ve Pankhurst, 2000). Bu çalışmada, rengi değişmiş, vücut şekli bozuk, davranışları düzensiz ve iştahsız olan aynalı sazan (Cyprinus carpio L., 1758) bireyleri parazitolojik yönden incelenmiş belirlenen parazitlerin kan hemoglobin, plazma kortizol ve glikoz miktarları üzerine olan etkileri değerlendirilmiştir. Balık bireylerinde Argulus sp (% 20), Ichtyophthrius multifilis (% 33) ve Dactylogyrus vastator (% 47) olarak saptanan üç tip parazit bulunmuştur (Reichenbach-Klinke, 1975; Hoffman, 1967). Stres faktörü olarak düşünülen yoğun parazitin balıklardaki kan parametreleri üzerine olan etkilerini belirlemek için balık bireyleri anestezi (% 25’lik fenoksiethanol) edilerek kan örnekleri alınmış analizleri yapılmıştır. Elde edilen verilere göre kontrol grubu (5,16+0,20 g/dl) ile karşılaştırıldığında hemoglobin değerlerinin (7,47+0,35 g/dl) ) yükseldiği görülmüştür. Glikoz ve kortizol değerlerinin (sırasıyla 35,40+3,32 mg/dl; 28,54+1,83 ng/ml) de kontrol grubuna (sırasıyla 30,60+3,33 mg/dl, 17,13+4,38 ng/ml) oranla arttığı yapılan analizlere göre belirlenmiştir. Parazit ile enfestasyon uygulaması sırasında, sazanlarda önemli fizyolojik yanıtlar gözlenmiş ve istenilen ölçüde cevap alınabilmiştir. Anahtar sözcükler: Stres, parazit, hemoglobin, kortizol ve glikoz
GÜLEÇ, Azime KÜÇÜKGÜL; CENGİZLER, İbrahim
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{GÜLEÇ2009b,
title = {TİLAPİA (OREOCHROMIS NILOTICUS)’LARDA STREPTOCOCCUS INIAE İNFEKSİYONUNDAN SONRA GELİŞEN AKUT FAZ PROTEİN (APP)’LERİNİN ARAŞTIRILMASI},
author = {Azime KÜÇÜKGÜL GÜLEÇ and İbrahim CENGİZLER},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b30suu.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Bu araştırmada, Streptococcus iniae (ATCC 29178)’nin tilapia (Oreochromis niloticus)’nın kan plazmasındaki bazı akut faz proteinleri (AFP) üzerine etkileri incelenmiştir. Canlı ağırlığı ortalama 60 g olan 72 adet tilapia kullanılmıştır. İki deneysel grup oluşturulmuştur. İlk grup balıklarına Streptococcus iniae, intraperitonel olarak enjekte edildikten sonra LD50 doz belirlenerek bu dozun altında bir doz deneysel enfeksiyon dozu (3,3 x 105 kob/ml) olarak seçilmiş ve uygulanmıştır. İkinci denemede aynı doz ile enfekte edilen balıklar üzerine akut bir stres faktörü (el ile rahatsız etme) ilave edilmiştir. Enfekte ve kontrol grubu balıkların kuyruk venasından alınan kan örnekleri, enfeksiyonun 7, 14 ve 21. günlerinde analiz edilmiş C-reaktif protein (CRP), fibrinojen (Fb), serum amiloid A (SAA) ve transferrin (Tf) seviyelerindeki değişimler izlenmiştir. Enfekte gruplarda 1–2 gün içinde renk koyulaşması, balık hareketlerinde düzensizlik ve yavaşlama, vücut ve deri üzerinde lezyonlar görülmüştür. Ölçülen akut faz proteinleri kontrol gruplarıyla karşılaştırılmış ve deneyler arasındaki farklar belirlenmiştir. İkinci denemede elde edilen verilerin daha yüksek olduğu gözlenirken, yalnızca fibrinojen seviyelerinin tüm gruplarda düşüşler gösterdiği saptanmıştır. Anahtar sözcükler: Tilapia, C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A (SAA), fibrinojen (Fb), transferin (Tf)},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu araştırmada, Streptococcus iniae (ATCC 29178)’nin tilapia (Oreochromis niloticus)’nın kan plazmasındaki bazı akut faz proteinleri (AFP) üzerine etkileri incelenmiştir. Canlı ağırlığı ortalama 60 g olan 72 adet tilapia kullanılmıştır. İki deneysel grup oluşturulmuştur. İlk grup balıklarına Streptococcus iniae, intraperitonel olarak enjekte edildikten sonra LD50 doz belirlenerek bu dozun altında bir doz deneysel enfeksiyon dozu (3,3 x 105 kob/ml) olarak seçilmiş ve uygulanmıştır. İkinci denemede aynı doz ile enfekte edilen balıklar üzerine akut bir stres faktörü (el ile rahatsız etme) ilave edilmiştir. Enfekte ve kontrol grubu balıkların kuyruk venasından alınan kan örnekleri, enfeksiyonun 7, 14 ve 21. günlerinde analiz edilmiş C-reaktif protein (CRP), fibrinojen (Fb), serum amiloid A (SAA) ve transferrin (Tf) seviyelerindeki değişimler izlenmiştir. Enfekte gruplarda 1–2 gün içinde renk koyulaşması, balık hareketlerinde düzensizlik ve yavaşlama, vücut ve deri üzerinde lezyonlar görülmüştür. Ölçülen akut faz proteinleri kontrol gruplarıyla karşılaştırılmış ve deneyler arasındaki farklar belirlenmiştir. İkinci denemede elde edilen verilerin daha yüksek olduğu gözlenirken, yalnızca fibrinojen seviyelerinin tüm gruplarda düşüşler gösterdiği saptanmıştır. Anahtar sözcükler: Tilapia, C-reaktif protein (CRP), serum amiloid A (SAA), fibrinojen (Fb), transferin (Tf)
CAN, Erkan
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{CAN2009,
title = {KÜLTÜRÜ YAPILAN LEVREK (DICENTRARCHUS LABRAX L. 1758) JUVENİLLERİNDE HAVUZ BOYUTU VE ŞEKLİNİN LORDOSİSE ETKİSİ},
author = {Erkan CAN},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b33uus.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Kültürü yapılan levrek balıklarında sık olarak rastlanan iskelet deformasyonlarından olan lordosis, balığın biyolojik performansını ve pazar imajını düşürmekte, bu nedenle çok büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Doğada çok geniş hacimlerde yaşamını doğal ortamlarında sürdüren levrek (Dicentrarchus labrax L. 1758) balıklarında ise lordosise çok az rastlanılmaktadır. Lordosise neden olarak; hava kesesi malformasyonları, ortam koşulları, bakteriyel etkenler, su debisi ve yüzme aktivitesi gibi etkenler gösterilmekle birlikte, bu etkenlerinin hepsinin iskelet sisteminin farklı bölgelerinde görülen “V” şeklindeki kırılmalara sebebiyet verdiği birçok araştırmacı tarafından bildirilmiştir. Ancak bu çalışmada, iskelet deformasyonları arasında en önemli sıralarda yer alan lordosisin oluşma nedenlerinden ziyade, lordosisli bireylerin normal iskelet sistemine sahip bireylere dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında toplam 2700 adet (0,22 g - 1,93 g canlı ağırlığa sahip) juvenil birey kullanılmıştır. Deformasyon oranı (lordosis) haftalık olarak üçer paralelde, 30’ar adet örnek alınarak, 60 ve 89. günler arasında, altına flüoresan lamba monte edilmiş şeffaf plastik materyal üzerinde görsel sayım tekniği ile tespit edilmiştir. Bu çalışma ile silindirik ve yuvarlak şekilli havuzlarda yapılan yoğun yetiştiricilik şartlarında lordosisli bireylerin tespiti sonrasında, 3 paralelde kontrol grubu oluşturularak levrek juvenilleri büyük hacimli ve dikdörtgen havuzlarda yetiştiriciliğe alınmış olup bu deformasyon tipinin normal iskelet sistemine dönüştürülmesi %100 oranda başarılmıştır. Anahtar sözcükler: Lordosis, Dicentrarchus labrax L. 1758, Havuz hacmi ve şekli},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Kültürü yapılan levrek balıklarında sık olarak rastlanan iskelet deformasyonlarından olan lordosis, balığın biyolojik performansını ve pazar imajını düşürmekte, bu nedenle çok büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Doğada çok geniş hacimlerde yaşamını doğal ortamlarında sürdüren levrek (Dicentrarchus labrax L. 1758) balıklarında ise lordosise çok az rastlanılmaktadır. Lordosise neden olarak; hava kesesi malformasyonları, ortam koşulları, bakteriyel etkenler, su debisi ve yüzme aktivitesi gibi etkenler gösterilmekle birlikte, bu etkenlerinin hepsinin iskelet sisteminin farklı bölgelerinde görülen “V” şeklindeki kırılmalara sebebiyet verdiği birçok araştırmacı tarafından bildirilmiştir. Ancak bu çalışmada, iskelet deformasyonları arasında en önemli sıralarda yer alan lordosisin oluşma nedenlerinden ziyade, lordosisli bireylerin normal iskelet sistemine sahip bireylere dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Araştırma kapsamında toplam 2700 adet (0,22 g - 1,93 g canlı ağırlığa sahip) juvenil birey kullanılmıştır. Deformasyon oranı (lordosis) haftalık olarak üçer paralelde, 30’ar adet örnek alınarak, 60 ve 89. günler arasında, altına flüoresan lamba monte edilmiş şeffaf plastik materyal üzerinde görsel sayım tekniği ile tespit edilmiştir. Bu çalışma ile silindirik ve yuvarlak şekilli havuzlarda yapılan yoğun yetiştiricilik şartlarında lordosisli bireylerin tespiti sonrasında, 3 paralelde kontrol grubu oluşturularak levrek juvenilleri büyük hacimli ve dikdörtgen havuzlarda yetiştiriciliğe alınmış olup bu deformasyon tipinin normal iskelet sistemine dönüştürülmesi %100 oranda başarılmıştır. Anahtar sözcükler: Lordosis, Dicentrarchus labrax L. 1758, Havuz hacmi ve şekli
TABUR, Mehmet Ali; AYVAZ, Yusuf
TÜRKİYE’DE SU KUŞLARININ PROBLEMLERİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{TABUR2009,
title = {TÜRKİYE’DE SU KUŞLARININ PROBLEMLERİ},
author = {Mehmet Ali TABUR and Yusuf AYVAZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b01bsb.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Ülkemiz dünyanın oluşumundan beri canlıların biyolojik ihtiyaçlarına hep cevap vermiştir. Gerek yerli gerekse göçmen hayvanlar yurdumuzda ya konaklar ya da habitat olarak kullanır. Ancak son bir iki asırdan beri teknoloji ve sanayileşmeye paralel olarak türlerin hem populasyonlarında hem de çeşitliliğinde önemli ölçüde azalmalar kaydedilmiştir. Günümüzde yaklaşık 6 milyar insan yeryüzünde yaşamaktadır. Tıp bilimindeki ilerlemeler sonucunda insan ömrü uzatılmıştır. İnsan populasyonun artışına bağlı olarak gereksinimlerinde de artış olması kaçınılmazdır. Bu ihtiyaçların karşılanmasında gerek evcilleştirilmiş türler gerekse doğal formlar kullanılmaktadır. Su kuşlarının problemleri arasında aşırı avlanma, tarımda kimyasal madde kullanımı, genetik bozulma, habitat tahribatı ve antropolojik baskılar sayılabilir. Ancak bunların en önemlisi insanlardan kaynaklanan problemlerdir. Ülkemizde 1937’lerden beri uygulanmakta olan yasaların uygulanırlığı tartışmalı bir konudur. Türlerin korunmasına yönelik hem uluslararası hem de yerel tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirlerin harfiyen uygulanması populasyonların geleceğini garanti altına almak adına önemli adımlardır. Özellikle indikatör tür olarak kullanılan kuşların alınan tedbirlerde farklı bir önemi vardır. Sulak alan bakımından zengin ülkemizin ileride yaşanacak problemlerine çözüm aranırken bu habitatlardan başlanması gerekir. Anahtar sözcükler: Türkiye, Sulak alan, Su kuşları, Habitat Tahribatı},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Ülkemiz dünyanın oluşumundan beri canlıların biyolojik ihtiyaçlarına hep cevap vermiştir. Gerek yerli gerekse göçmen hayvanlar yurdumuzda ya konaklar ya da habitat olarak kullanır. Ancak son bir iki asırdan beri teknoloji ve sanayileşmeye paralel olarak türlerin hem populasyonlarında hem de çeşitliliğinde önemli ölçüde azalmalar kaydedilmiştir. Günümüzde yaklaşık 6 milyar insan yeryüzünde yaşamaktadır. Tıp bilimindeki ilerlemeler sonucunda insan ömrü uzatılmıştır. İnsan populasyonun artışına bağlı olarak gereksinimlerinde de artış olması kaçınılmazdır. Bu ihtiyaçların karşılanmasında gerek evcilleştirilmiş türler gerekse doğal formlar kullanılmaktadır. Su kuşlarının problemleri arasında aşırı avlanma, tarımda kimyasal madde kullanımı, genetik bozulma, habitat tahribatı ve antropolojik baskılar sayılabilir. Ancak bunların en önemlisi insanlardan kaynaklanan problemlerdir. Ülkemizde 1937’lerden beri uygulanmakta olan yasaların uygulanırlığı tartışmalı bir konudur. Türlerin korunmasına yönelik hem uluslararası hem de yerel tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirlerin harfiyen uygulanması populasyonların geleceğini garanti altına almak adına önemli adımlardır. Özellikle indikatör tür olarak kullanılan kuşların alınan tedbirlerde farklı bir önemi vardır. Sulak alan bakımından zengin ülkemizin ileride yaşanacak problemlerine çözüm aranırken bu habitatlardan başlanması gerekir. Anahtar sözcükler: Türkiye, Sulak alan, Su kuşları, Habitat Tahribatı
ATAMANALP, Muhammed; UÇAR, Arzu; KOCAMAN, Mahmut E; KELEŞ, Sait; ŞİŞMAN, Turgay; TÜRKEZ, Hasan
KOBALT KLORİT’E MARUZ KALAN SALMO TRUTTA FARIO’ LARDA KAN BİYOKİMYASINDAKİ DEĞİŞİMLERİN BELİRLENMESİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ATAMANALP2009,
title = {KOBALT KLORİT’E MARUZ KALAN SALMO TRUTTA FARIO’ LARDA KAN BİYOKİMYASINDAKİ DEĞİŞİMLERİN BELİRLENMESİ},
author = {Muhammed ATAMANALP and Arzu UÇAR and Mahmut E KOCAMAN and Sait KELEŞ and Turgay ŞİŞMAN and Hasan TÜRKEZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b02isi.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Kobalt kloritin subletal dozuna (180 µg/l) 21 gün maruz bırakılan Salmo trutta fario’ lardan alınan kan örneklerinde glikoz, kreatinin, alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), gamma glutamin transferase (GGT), kalsiyum, fosfor ve sodyum parametreleri çalışılarak, bileşiğin bu biyokimya parametreleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kobalt klorit uygulaması sonucunda incelenen kan biyokimyası parametrelerinden kreatinin, Ca, P, Na ve GGT değerlerinde yükselme, glikoz, ALT ve AST değerlerinde ise azalmalar olduğu belirlenmiştir. Kontrol ve uygulama grubu arasındaki farklara ait istatistiki analizler devam etmektedir. Anahtar sözcükler: Salmo trutta fario, Toksisite, Kan Biyokimyası, Kobalt Klorit},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Kobalt kloritin subletal dozuna (180 µg/l) 21 gün maruz bırakılan Salmo trutta fario’ lardan alınan kan örneklerinde glikoz, kreatinin, alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), gamma glutamin transferase (GGT), kalsiyum, fosfor ve sodyum parametreleri çalışılarak, bileşiğin bu biyokimya parametreleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kobalt klorit uygulaması sonucunda incelenen kan biyokimyası parametrelerinden kreatinin, Ca, P, Na ve GGT değerlerinde yükselme, glikoz, ALT ve AST değerlerinde ise azalmalar olduğu belirlenmiştir. Kontrol ve uygulama grubu arasındaki farklara ait istatistiki analizler devam etmektedir. Anahtar sözcükler: Salmo trutta fario, Toksisite, Kan Biyokimyası, Kobalt Klorit
CEYLAN, Mustafa; KÜÇÜKKARA, Ramazan; BİLÇEN, Erdal; TÜMGELİR, Levent; ÇINAR, Şakir; MEKE, Turgay; CİLBİZ, Mehmet
MANYAS GÖLÜ’ NDEKİ SAZAN (CYPRINUS CARPIO L., 1758) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{CEYLAN2009,
title = {MANYAS GÖLÜ’ NDEKİ SAZAN (CYPRINUS CARPIO L., 1758) POPULASYONUNUN BÜYÜME ÖZELLİKLERİ},
author = {Mustafa CEYLAN and Ramazan KÜÇÜKKARA and Erdal BİLÇEN and Levent TÜMGELİR and Şakir ÇINAR and Turgay MEKE and Mehmet CİLBİZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b03usu.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Bu çalışmada, Manyas Gölü’nde yaşayan sazan (Cyprinus carpio L., 1758) populasyonunun büyüme özellikleri incelenmiştir. Mart 2007 – Nisan 2008 tarihleri arasında yakalanan 107 adet sazan balığının yaşları II-X arasında dağılım göstermiştir. Denemelerde yakalanan örneklerin %43,93’ ünü III ve IV yaş grubu bireyler oluşturmuştur. İncelenen balıkların %44,85’ i erkek, %55,15’ i ise dişi bireylerden oluşmaktadır (erkek:dişi=1:1,23). Yakalanan balıkların çatal boyu dişi bireylerde 19,2–51 cm, ağırlık 167–2958 g, erkek bireylerde çatal boy 22,8-56,4 cm, ağırlık 253-3682 g arasında dağılım göstermiştir. Boy (L) - ağırlık (W) ilişkisi denklemi dişi+erkek bireyler için W=0,02891L2,8786; ortalama kondüsyon faktörü dişi bireylerde 1,859±0,027, erkek bireylerde 1,904±0,057, dişi+erkek bireylerde ise 1,879±0,029 olarak tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Manyas Gölü, sazan populasyonu, büyüme özellikleri.},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Bu çalışmada, Manyas Gölü’nde yaşayan sazan (Cyprinus carpio L., 1758) populasyonunun büyüme özellikleri incelenmiştir. Mart 2007 – Nisan 2008 tarihleri arasında yakalanan 107 adet sazan balığının yaşları II-X arasında dağılım göstermiştir. Denemelerde yakalanan örneklerin %43,93’ ünü III ve IV yaş grubu bireyler oluşturmuştur. İncelenen balıkların %44,85’ i erkek, %55,15’ i ise dişi bireylerden oluşmaktadır (erkek:dişi=1:1,23). Yakalanan balıkların çatal boyu dişi bireylerde 19,2–51 cm, ağırlık 167–2958 g, erkek bireylerde çatal boy 22,8-56,4 cm, ağırlık 253-3682 g arasında dağılım göstermiştir. Boy (L) - ağırlık (W) ilişkisi denklemi dişi+erkek bireyler için W=0,02891L2,8786; ortalama kondüsyon faktörü dişi bireylerde 1,859±0,027, erkek bireylerde 1,904±0,057, dişi+erkek bireylerde ise 1,879±0,029 olarak tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Manyas Gölü, sazan populasyonu, büyüme özellikleri.
TÜRKER-ÇAKIR, Dilek; KÜÇÜKKARA, Ramazan; BALABAN, Cansu; YARMAZ, Aylin
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{TÜRKER-ÇAKIR2009,
title = {MANYAS KUŞ GÖLÜ’NDE YAŞAYAN TAHTA BALIĞI (BLICCA BJORKNA L., 1758)’ NIN BAZI BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİNİN ARAŞTIRILMASI},
author = {Dilek TÜRKER-ÇAKIR and Ramazan KÜÇÜKKARA and Cansu BALABAN and Aylin YARMAZ},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b08sss.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {2006-2007 yılları arasında Manyas Gölü’ nde yaşayan Tahta balığı Blicca björkna L., 1758’ nın populasyon özellikleri aylık örneklemelerle elde edilen 2039 birey üzerinde incelenmiştir. Bireylerin yaş dağılımlarının I-IV yaşlar arasında, standart boylarının 6.0 ile 17.5 cm arasında, toplam ağırlıklarının ise 11.26 ile 305.0 g arasında değiştiği tespit edildi. Manyas Gölü Tahta Balıkları için hesaplanan boy-ağırlık ilişkisi parametresinde a=0.2338},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
2006-2007 yılları arasında Manyas Gölü’ nde yaşayan Tahta balığı Blicca björkna L., 1758’ nın populasyon özellikleri aylık örneklemelerle elde edilen 2039 birey üzerinde incelenmiştir. Bireylerin yaş dağılımlarının I-IV yaşlar arasında, standart boylarının 6.0 ile 17.5 cm arasında, toplam ağırlıklarının ise 11.26 ile 305.0 g arasında değiştiği tespit edildi. Manyas Gölü Tahta Balıkları için hesaplanan boy-ağırlık ilişkisi parametresinde a=0.2338
ALAK, Gonca; HİSAR, Şükriye ARAS; HİSAR, Olcay
FOTOPERYOTUN BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ Conference
ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ, 2009.
@conference{ALAK2009,
title = {FOTOPERYOTUN BÜYÜME ÜZERİNE ETKİSİ},
author = {Gonca ALAK and Şükriye ARAS HİSAR and Olcay HİSAR},
url = {http://www.akuademi.net/USG/USG2009/B/b10sbb.pdf},
year = {2009},
date = {2009-10-01},
booktitle = {ULUSAL SU GÜNLERİ 2009, 29 Eylül - 1 Ekim 2009, Elazığ},
abstract = {Su ürünleri yetiştiriciliği; sucul canlıların kontrollü şartlar altında, anaç olgunlaştırma, yumurtlatma, yumurtalardan larva elde edilmesi, post-larva üretimi ve yeni generasyonlar için anaç stoğu oluşturmayı içine alır. Bu derlemede, fotoperyot uygulamalarının büyüme üzerine etkisi incelenmiştir. Anahtar sözcükler: su ürünleri yetiştiriciliği, sucul canlı, fotoperyot, büyüme},
keywords = {},
pubstate = {published},
tppubtype = {conference}
}
Su ürünleri yetiştiriciliği; sucul canlıların kontrollü şartlar altında, anaç olgunlaştırma, yumurtlatma, yumurtalardan larva elde edilmesi, post-larva üretimi ve yeni generasyonlar için anaç stoğu oluşturmayı içine alır. Bu derlemede, fotoperyot uygulamalarının büyüme üzerine etkisi incelenmiştir. Anahtar sözcükler: su ürünleri yetiştiriciliği, sucul canlı, fotoperyot, büyüme
Kaynak Gösterimi
Burada yer alan makaleler, 29 Eylül – 1 Ekim 2009 tarihleri Elazığ’da yapılan Ulusal Su Günleri Sempozyumunda sunulmuş. Makaleleri yayınlarınızda kaynak olarak kullanırken lütfen bu bilgiye yer veriniz.